“Evet”çi sanatçıları ve sporcuları neden linç ediyorlar?
Konuya herkes yakından tanık, özetlemeye gerek yok. “Ben de varım” kampanyasında yer alan Rıdvan Dilmen’den Arda Turan’a, Murat Boz’dan (ki bu yüzden annesinin rahatsızlandığı vaki) Mustafa Ceceli’ye...
Konuya herkes yakından tanık, özetlemeye gerek yok. “Ben de varım” kampanyasında yer alan Rıdvan Dilmen’den Arda Turan’a, Murat Boz’dan (ki bu yüzden annesinin rahatsızlandığı vaki) Mustafa Ceceli’ye birçok sevilen isim linç edildi ve ediliyorlar. Bu sadece Türkiye’de böyle değil. Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye’ye destek veren ABD’li sanatçı Lindsay Lohan da Avrupa ve ABD’de linç edilenler arasında. Örnekleri artırmak mümkün…
Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında nesnel bir tavır geliştiren herkesin mahallesinden bağımsız olarak maruz kalacakları bir operasyondur bu.
Bir körfez ülkesinin Türkiye/Erdoğan aleyhtarlığı için Avrupalı medya kuruluşları, STK’ları ve lobilere 5 milyar dolar akıttığını geçenlerde sağlam bir kaynak üzerinden ifade etmiştim.
Bunun aynısını niceleri yanında, 2. Abdülhamid ve merhum Menderes’e yapmışlardı.Abdülhamid için “Gençleri denize attırıyor, boğduruyor” derlerdi. Menderes için de “Gençleri öldürtüp kıyma makinesinden geçiriyor, yolların altına gömdürüyor” demişlerdi. Ne kadar benzer değil mi? Bunların hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı ama iş işten geçmişti.
Özellikle gençlerimiz ve kadınlar bu algı mühendisliklerine naçizane dikkat etmeliler. Çünkü toplum/algı mühendisliklerinde hedef kitle özellikle bu iki kesimdir. Fransız Devrimi’nde de tatbik edilen, başarılı olan bir taktiktir. Çünkü gençlerin tarihi bilmediği, tecrübesiz oldukları varsayılır. Gençler dünyayı değiştirmek isterler ve statüko karşıtı olma eğilimi ağır basar. Kadınlar ise tarihin ilk sömürge ülkesidir ve sürekli ayrımcılığa uğramışlardır. Bu iki birikmiş ve meşru/değerli enerji çok kolay bir yerlere kanalize edilebilir.
Oysa bu kampanyalar kişilere dönük gözükse de, aslında Türkiye’yi hedeflemektedir.