Güçlü Türkiye herkesin menfaatine...
Sekiz ayda 10 şehrimizi hedef alan saldırılarda 537 sivil vatandaşımızı kaybettik. FETÖ, PKK, DAEŞ ve DHKP-C konsorsiyumu, sekiz aydır ülkemizi hedef alan üst aklın tetikçiliğini yapıyorlar. Gaziantep’te...
Sekiz ayda 10 şehrimizi hedef alan saldırılarda 537 sivil vatandaşımızı kaybettik. FETÖ, PKK, DAEŞ ve DHKP-C konsorsiyumu, sekiz aydır ülkemizi hedef alan üst aklın tetikçiliğini yapıyorlar.
Gaziantep’te şehit olan 54 vatandaşımızın 29’u çocuk, 15’i kadın...
Canlı bombanın da 12-14 yaşında bir çocuk olduğu ifade ediliyor.
Tabii ki bombalanacak yerler özenle seçiliyor. Gaziantep’in söz konusu bölgesi Kürtler, Türkmenler, Araplar ve Suriyeli mültecilerin iç içe olduğu, 6-8 Ekim’de ağır provokasyonlara maruz kalmış bir bölge.
Herhalde hedef kim, hedef alan örgüt hangisi olursa olsun, amacın aynı olduğundan şüphe kalmamıştır. O amaç, ülkeyi kaosa sokmak, vatandaşı birbirine düşürmek ve ülkenin/devletin reaksiyon vermesini engelleyecek şekilde çökmesini sağlamaktır.
Bu örgütlerin aynı yerden kontrol edildiğinden şüphe yoktur. Bu örgütlerin toplumsallıkla tek ilişkisi canlı bomba bulmakla ilgilidir. Ne FETÖ’nün dinle, ne PKK’nın Kürtle, ne de DAEŞ’in Sünnilikle ilişkisi bundan ötedir.
Kandırdıkları gençler ve onların öldüreceği sivil insanların kanını üst akla satarak var oluyorlar. Bu gerçeği saklamak için de dikkat edin, hepsinde devletlerde olmayan bir medya/piar gücü var. Propaganda makinesi, olup bitenleri toplumsallık, hak/hukuk, demokrasi/özgürlük mücadelesi olarak pazarlamaya çalışmakta.
Bu kötücül plan dünyada pek çok olayda ve ülkede başarılı oldu. Irak, Afganistan, Pakistan, Mısır, Suriye, Libya, Afrika ve Asya’da birçok ülke/toplum böyle dizayn edildi, büyük acılar yaşandı, büyük ölçekte kirli para üst aklın cebine indi.
Bu modern aklın karanlık tarafıdır. Lakin hiçbir kötülük cezasız kalmaz.
Bu model ilk kez Türkiye’de çalışmadı. Gezi’den beri bastıkları her düğme boşa gitti. Önce Gezi’yi el altından tahrik ettiler. Sonra FETÖ ile 17/25 Aralık’ta geldiler, derken 6-7 Ekim ve 22 Temmuz’da PKK ve HDP’yi harekete geçirdiler. Partileri dizayn etmeye kalktılar/ettiler. Ülkenin güçlü olan siyaset ayağını felç etmek istediler. Yüzde 60’lık bloklar kurmaya yeltendiler.
Kendisini araçsallaştıran ve FETÖ’nün sağladığı iftira malzemelerine abanan partiler umarım yaptıklarının bir iktidar mücadelesi değil, vatanı ortadan kaldıracak bir plana payanda olmak olduğunu idrak etmişlerdir.