Kadim bilgi: Had sınırı...
Dünyanın başındaki felaket, dün ve bugün de büyük güçlerin dünyayı bir tekliğe doğru itme eğilimleri, iştahlarıdır. Esasen, barbarlığın tanımı budur: Dünyayı ve...
Dünyanın başındaki felaket, dün ve bugün de büyük güçlerin dünyayı bir tekliğe doğru itme eğilimleri, iştahlarıdır. Esasen, barbarlığın tanımı budur: Dünyayı ve insanlığı tektip bir biçime, kültüre ve hegemonyaya razı etmek… Tabii ki burada dünya kaynaklarını tek elde toplamak gibi birçok tamahkar amaç ön planda olmakta ve tarafımızca daha çok işin bu semptomatik yönü konuşulmaktadır.
Ama Büyük İskender’den Amerikan çağına kadar, bu güçler, değerli bir şeyin tüm dünyaya hakim olmasına dair bir “manevi” amaç da edinmişlerdi. Cortes paha biçilmez Aztek heykellerini eritirken bunu sadece altın arzusuyla değil, onların put olduğuna inandığı için de yapıyordu. Tıpkı Taliban’ın paha biçilmez Buda heykellerini RPG’lerle patlatması gibi. (Bknz. Demokrasi İhracı, Üstün/Hakir Kültür, Yaratıcı Yıkım ve Kıyametin Hızlandırılması konseptleri.)
Sorun işte burada karmaşıklaşmaktadır. Mesele sadece para hırsı olsaydı ve bunun altında açgözlülük dışında başka bir neden bulunmas