Kürtler, CHP’liler ve 16 Nisan…
7 Haziran Genel Seçimleri’nde HDP’ye yönelen yeni seçmen, üç ana dinamikten etkilendi. İkisi mühendislikten, diğeri ise siyasetin kendi doğal ihtiyacından kaynaklanıyordu. Doğal olmayan ilk iki dinamiği...
7 Haziran Genel Seçimleri’nde HDP’ye yönelen yeni seçmen, üç ana dinamikten etkilendi. İkisi mühendislikten, diğeri ise siyasetin kendi doğal ihtiyacından kaynaklanıyordu.
Doğal olmayan ilk iki dinamiği örgütleyen üst akıl, Türkiye ve Suriye merkezli bir dizayn için kaldıraç olarak PKK ve HDP’yi seçmişti. Bunlara iki ayrı görev verildi. PKK ülke içinde kaos ve bölünme şartlarını şiddeti kullanarak oluştururken, HDP de muhafazakar Kürtleri ve depresyondaki Batı’daki kesimleri ikna edecekti. CHP zaten kaset kumpası ile dizayn edilmişti. MHP’nin de ele geçirilmesi Bahçeli’nin tasfiye edilmesiyle an meselesiydi.
Böylelikle, sahada PKK ve DHKP-C ülkeyi istikrarsızlaştıracak, siyaset zemininde ise üçlü, yani Kılıçaroğlu’nun dediği üzere yüzde 60’lık bir blok oluşturulacaktı. Tüm bunlara tabii devlet ve STK’lar içinde örgütlü olan FETÖ zemin sağlayacak, yol verecekti.
Aslında her şeyin daha kolay olacağı hesaplanmıştı. Gezi’de bu iş bitmeliydi. Olmayınca FETÖ üzerinden 17 ve 25 Aralık yargı kumpasları tertip edildi. Her başarısız girişimden sonra öfke artıyor, ancak güçlerinin geniş imkanı ile B, C, D planları devreye giriyordu. Ülkeyi bir arada tutan merkezkaç kuvvetinin Erdoğan liderliği ve AK Parti olduğu biliniyordu. Yüzde 50’lik konsolide olmuş yapının dağıtılması için, bunun dışında kalan tüm yapıların, siyasi partiler, terör örgütleri ve STK’lar dahil konsolide edilmesi gerekirdi.