Şimdi seferberlik zamanı...
Halep’teki dramın sona ermesi için Türkiye çok çabaladı. Henüz 10 gün önce Türkiye’nin ateşkes çabalarına olumlu yanıt gelmiş ancak taraflar sözlerini tutmamışlardı....
Halep’teki dramın sona ermesi için Türkiye çok çabaladı. Henüz 10 gün önce Türkiye’nin ateşkes çabalarına olumlu yanıt gelmiş ancak taraflar sözlerini tutmamışlardı. Türkiye’nin olağanüstü gayretleriyle mümkün olan son ateşkesi de Esed rejimi ve İran ihlal ederek sivillerin tahliyesine engel olmaya çalışıyor. Türkiye ile Rusya ise insani konuda anlaştıklarını duyurdu. ABD “ateşkes işe yararsa bundan memnuniyet duyarız” diyerek hadiseyi dışarıdan izliyor. Ancak PYD’ye silah yardımı yapma konusunda oldukça girişken.
Tabii Suriye meselesi, Türkiye ile birlikte tüm bölgeyi içine alan “birleşik kaplar” benzeri bir kurala tâbi. “Obama kadar kötüsü olamaz” desek de, Trump’ın nasıl bir politika izleyeceği 20 Ocak’ta görevi devraldığında görülecek. Ancak bu ara dönemde belli ki Obama yönetimi elinden geldiğince PYD’yi güçlendirecek ve sahada onu etkin kılacak fırsatı kullanmaya devam edecek. El Bab’ın ele geçmesi, terör koridorunun birleşmesi engellenmeye çalışılıyor. Ne Beşiktaş saldırısı, ne de Halep’in acısı bunlardan bağımsız.
Şöyle bir bakıldığında, hem Halep özelinde, hem de Suriye/Irak ve Ortadoğu genelinde, mazlumların sesi olmaya, bu insanlık trajedisinin bitmesi yönünde samimiyetle çabalayan tek bir ülke var, o da Türkiye. 63 ülke buralarda kendi menfaati için at koştururken, Halep dramında elini taşın altına Türkiye dışında sokan yok. Üç milyon mülteci ile ekmeğini paylaşan da, terör örgütlerine hedef olan da, sınır bütünlüğü tehlikeye giren de, insanlık trajedisine tercüman olmaya çalışan da Türkiye.