Türkiye’nin ergenlik çağı sona ererken...
Yeni dünya düzen(sizliğ)i arefesinde Türkiye’nin alacağı tavırlar konusunda kabaca iki eğilim olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan ilki, Türkiye’nin Batı kampında olduğu ve 1952’den beri süregelen...
Yeni dünya düzen(sizliğ)i arefesinde Türkiye’nin alacağı tavırlar konusunda kabaca iki eğilim olduğunu söyleyebiliriz.
Bunlardan ilki, Türkiye’nin Batı kampında olduğu ve 1952’den beri süregelen politik hattın içinde kalınması gerektiğidir. Türkiye, ABD ve AB ekolü içinde bir sarkaç gibi gelip gitme özgürlüğüne bir nebze sahiptir. Zaten geçmişte siyaset yapan çoğu aktör, sırtını ya birine, ya ötekine dayamış, dayamak istemeyen de Menderes, Özal ve Erbakan’ın kaderine maruz kalmıştır.
Burada cümlenin devamında şu argümanlar da işitilir: Türkiye kendi kaynakları ve gücü ile bağımsız politika geliştirme olanaklarına sahip değildir. Böyle bir yola girenler de ülkeyi sonu olmayan bir maceraya sürüklemekte, beka sorunu yaratmaktadır.
Sadece klasik Batıcı kesimler bu şekilde düşünmez. Bu eğilim sanıldığından daha yaygındır. Tabii Türkiye’ye dönük bu mandacıvari acziyet açıkça telaffuz edilemeyeceği için, daha çok tartışmalar “eksen kayması”, “rejim tehdidi”