Yerli ve milli medyanın değeri…
Doğrusu, Türkiye'yi gerçek anlamda Gezi krizinde tanıdım diyebilirim. Gezi olayları, sonrasında gelen dershane krizi ve 17/25 Aralık darbe girişiminde ortaya çıkan tablo, ülkedeki siyasi ve sivil yapılara çok daha...
Doğrusu, Türkiye'yi gerçek anlamda Gezi krizinde tanıdım diyebilirim. Gezi olayları, sonrasında gelen dershane krizi ve 17/25 Aralık darbe girişiminde ortaya çıkan tablo, ülkedeki siyasi ve sivil yapılara çok daha başka gözle bakmamı sağladı. Deyim yerindeyse, bir tür “aydınlanma” yaşadım. Çoğu şey göründüğü gibi değildi. Kısmen bir simülasyonun içinde yaşıyorduk. Bu dönemde tanık olduklarım ile geçmiş deneyimlerim yeni bir süzgeçten geçti. Adeta taşlar yerine oturdu. Önemini kavradım diyebileceğim birkaç değerli mesele var. Sadece bir yazarın veya politikacının, aydının değil, her bir bireyin mutlaka kendi düşüncesini oluşturması gerekliliği mesela. Dışımızdan aldığımız her bilginin aklımız ve sağduyumuz ile işlenip vicdan eleğinden geçmesinin önemi... O zaman yanılmanın da bir getirisi olurdu ki, gelişebilelim. Başkalarının düşüncelerini ve eylemlerini taklit edersek nasıl gelişebilirdik ki? Kendi hatamızdan ders çıkarmanın, başkalarının doğrusunu tekrarlamaktan daha faydalı olduğunu fark ettim.