Atsız’ın vatanperverliği
Atsız, Başbakan Saraçoğlu’na yazdığı mektubunda şu hususları dile getirmişti:‘Memlekette açıktan açığa komünist propagandası yapılan dergiler çıkarılmaktadır. Bu...
Atsız, Başbakan Saraçoğlu’na yazdığı mektubunda şu hususları dile getirmişti:
‘Memlekette açıktan açığa komünist propagandası yapılan dergiler çıkarılmaktadır. Bu dergiler, Milli Eğitim Bakanı’nın emri ve devlet parası ile satın alınarak bütün okullara dağıtılmaktadır. Sonra, Ankara Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde, Devlet Konservatuarında ve daha başka birçok önemli mevkilerde memleketimizi komünistleştirmek isteyen, bu uğurda çaba gösteren insanlar vardır. Milli Eğitim Bakanlığı komünistlerin sığınağı halini almıştır. Bir Başbakan kendi kabilesindeki bir vekilin bu korkunç siyasi suiistimalini nasıl gözden kaçırabilmiştir. Hem ‘Ben milliyetçiğim, ırkçığım, Türkçüğüm diye avaz avaz diye bağıran bir adamın iktidarı, komünistleri nasıl devlet parası ile beslerdi?’
***
Devrin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu`na hitaben yazdığı bu mektuplar sonucu Hasan Ali Yücel, 7 Nisan 1944 tarihinde Atsız`ın Boğaziçi Lisesi`ndeki Edebiyat Öğretmenliği’ne son vermiştir. Orhun dergisi ise Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden kapatılmış, bu arada Sabahattin Ali de Atsız aleyhine hakaret davası açmıştır. Cumhurbaşkanı İnönü, Başbakan Saraçoğlu, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali, Nihal Atsız’a karşı Sabahattin Ali’nin yanında yer almıştır. Ankara da açılan davanın mahkeme günü (2 Nisan 1944) tayin edilmişti. Elinde küçük bir valizi bulunan Atsız, Ankara’ya geldiği zaman vagonun basamağında görülünce, üniversiteli gençlerin çiçek buketleri ile karşılandı. Hakaret davasının 26 Nisan 1944 günü yapılan ilk oturumu olaylı geçmiştir. Bunun üzerine 3 Mayıs 1944 tarihinde yapılan ikinci oturuma üniversite öğrencileri alınmamıştır. Bu davanın 9 Mayıs 1944 günü yapılan karar oturumunda, Sabahattin Ali` ye ‘vatan haini’ dediği için 6 aya mahkum edilen Atsız’ın cezası hakim tarafından ‘milli tahrik’ gerekçesi ile 4 aya indirilmiş ve 4 aylık bu ceza da ertelenmiştir. Atsız, cezasının ertelenmesine rağmen 9 Mayıs 1944 tarihinde mahkemenin kapısından çıkarken tevkif edilmiştir.
***
19 Mayıs 1944 törenlerinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Atsız ve arkadaşlarını ağır şekilde eleştiren nutkunu söylemiş ve bu nutuk üzerine de Atsız ve arkadaşları İstanbul 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanmaya başlamıştır. Haftada 3 gün olmak üzere 65 oturum devam eden mahkeme, 29 Mart 1945 tarihinde sonuçlanmış ve Atsız 6,5 yıl hapse mahkûm olmuştur. Atsız, bu kararı temyiz etmiş ve Askeri Yargıtay, 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi’nin kararı esastan bozmuştur. Bozma kararı veren heyetin başkanı Sayın Orgeneral Ali Fuat Erden’dir. Dava 2 Numaralı Sıkı Yönetim Mahkemesi tarafından tekrar görülmüştür. 5 Ağustos 1946 tarihinde 2 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi’nde tutuksuz olarak başlayan Atsız ve arkadaşlarının davası, 31 Mart 1947 tarihinde sonuçlanmış, daha önceki celselerde beraat kararı hariç, Nihal Atsız, Prof. Zeki Veledi Togan, Reha Oğuz Türkkan, İsmet R. Tümtürk ve diğerleri beraat etmişlerdi. Bir müddet Türkiye Yayınevi’nde çalışan Atsız, Türk-Rus savaşlarının özeti olan ‘Türkiye Asla Boyun Eğmeyecektir’ adlı kitabını da Sururi Ermete adlı şahsın adı ile yayınlamak zorunda kalmıştır. Atsız’ın sınıf arkadaşlarından Prof. Dr. Tahsin Banguoğlu Milli Eğitim Bakanı olunca, Atsız’ı 25 Temmuz 1949`da Süleymaniye Kütüphanesi’ne uzman olarak tayin etmiştir. Bir müddet bu vazifede çalışan Atsız, Demokrat Parti’nin iktidara gelmesinden sonra Haydarpaşa Lisesi Edebiyat Öğretmenliği’ne tayin olmuştur.