Said Nursi’nin Osman Yüksel’e iltifatı
Osman Yüksel Avrupa felsefesini iyi bilirdi; fakat ondaki boşluğu Avrupalı Filozoflar da dolduramamıştır. Nitzsche’nin ‘İhtiras Şarkıları’, Rousso’nun ‘Vicdan ve Hürriyeti’, Spinoza’nin...
Osman Yüksel Avrupa felsefesini iyi bilirdi; fakat ondaki boşluğu Avrupalı Filozoflar da dolduramamıştır. Nitzsche’nin ‘İhtiras Şarkıları’, Rousso’nun ‘Vicdan ve Hürriyeti’, Spinoza’nin ‘Panteizmi’, Bergson’un ‘Canlı, hayat akan felsefesi’ zaman zaman bütün varlığını kaplamak istese de daima bir yanı açık kalır. Aradığını yine Doğu da bulur, Mevlana ve Yunus imdadına yetişir. Bu iki ustanın sesi, felsefesi ona kalbinin atışı kadar canlı görünür. Onu ayrılık gayrılık tanımayan vahdetçi bir dünya görüşüne götürür. Nifaksız, tezatsız bir dünya görüşü ortaya koyar. Mevlana ve Yunus yüzlerce yılın ardından nesillere ruh ve hayat verirler. Onların izinden giden Mehmet Akif, Said Nursi gibi şahsiyetler bugünün öncüleridir. Mehmet Akif bu millet için gönlünü, ruhunu vermiştir. Şefik Kolaylı’nın, Mehmet Akif’in Mısır’a gidişi hakkında anlattıkları bize ışık tutmaktadır:
‘Pendik Bakteriyoloji hanesi müdürüydüm. Akif bana geldi. Yanında Profesör Fazlı Yegül de vardı. Yarın Mısır’a gideceğini ve arzı vedaya geldiğini söyledi. Çocuklarının tahsil ve terbiye çağı olduğunu, şimdi Mısır’a gitmekle onların eğitiminin sekteye uğramasının muhtemel olduğunu ileri sürerek kararından vazgeçmesini ısrar ettik. Akif, büyük bir hüzün ve teessür içinde dedi ki:
Arkamda polis hafiyesi gezdiriyorlar. Ben, vatanımı satmış ve memlekete ihanet etmiş adamlar gibi muamele görmeye tahammül edemiyorum. Bundan dolayı gidiyorum.’
Araştırmacı yazar olan Mehmet Ertuğrul Düzdağ, ‘Mehmet Akif Mısır hayatı ve Kur’an Meali’ kitabında şu hususu açıkça belli etmektedir:
‘Yeni araştırmalar M. Akif’in Mısır’da iken de takip edildiğini göstermektedir. Emniyet Genel Müdürü’nün 1936 Temmuz’unda Mısır İskenderiye Başkonsolosluğu ile yaptığı yazışmalarda bu açıkça görülmektedir. Konsolosluğun cevabi ise şöyle denilmektedir:
Kendisi ile temas edenlerin anlattıklarına göre, Cumhuriyet hükümetimizin aleyhine bir söz söylemediği gibi hilafet propagandası yaptığı duyulmamıştır.’