İdlib krizi Türkiye sınırlarını zorlarken…
Türkiye, Suriye’deki savaşın insani yükünü en fazla sırtlayan ülke olmasına rağmen, bu alanda bile uluslararası propaganda saldırılarına muhatap olmaya devam ediyor.
Ekim ayındaki Kaşıkçı cinayeti sonrası ortalığa saçılan kanıtlardan kendisini kurtarmaya çalışan Suudi Prens Muhammed Bin Salman’ı aklama ve parlatma çabası içindeyken ‘iş üstü’ yakalanan Amerikan Foreign Policy dergisinde çıkan bir makale, bu türden kampanyaların bir yenisine işaret ediyordu.
Makale, Türkiye’nin 2011’den beri uygulayageldiği ‘açık kapı’ politikasından vazgeçerek Suriyeli göçmenleri zorunlu geri dönüşe tabi tuttuğunu iddia ediyordu.
Suçlamalara Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un verdiği yanıt, izlenen politikadaki devamlılığın yanı sıra, 2019’daki rakamları da öğrenme imkanı sağladı.
Buna göre, bu yıl içerisinde yaklaşık 70 bin yeni sığınmacı kaydı oluşturulurken, toplamda 102 bin göçmene de vatandaşlık hakkı verilmiş.
Sığınmacı politikasını en fazla ‘kalifiye’ olanları seçip alma biçiminde belirleyenler orta yerde dururken, böyle bir konuda bile Türkiye’nin insani davranmamakla suçlanmasını ise, ‘yüzsüzlük’ dışında başka bir tabirle izah edemeyiz.