Macron’un İslâm’a karşı savaşı nefret iklimini nasıl körüklüyor?
Görüldüğü üzere Fransız siyasetçiler açısından İslâm, Müslümanlar ve terör arasında bir ayrıştırma içine girmeden hareket etmek, bütün olup bitenlerden İslâm dinini sorumlu tutmak bir rutin haline gelmiş durumda.
Önceki gün Fransa’nın sahil şehri Nice’te bıçaklı bir saldırgan, Notre Dame Kilisesi yakınlarında üç kişiyi katletti.
Hiç şüpheniz olmasın, bu korkunç saldırı, en fazla bu ülke nüfusunun yüzde 10’unu oluşturan Müslümanları dehşete düşürmüştür.
İki sebepten ötürü:
Hem “masum bir insanı öldürmeyi bütün âlemi öldürmek gibi sayan” bir dinin mensupları olarak böyle bir saldırıyı yapanın nasıl bir Müslüman olduğunu sorguladıkları için, hem de hiçbir kabahatleri olmadığı halde, nefret söylemlerinin/eylemlerinin bugüne kadarkinden daha fazla hedefi haline geleceklerini bildikleri için.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu yüzde 10 içinde çoğu kendi ülkesinin vatandaşı olan Müslümanlara karşı “Sizin bu işte bir kabahatiniz yok, rahat olun” demesi zaten beklenen bir şey değildi.