Yaşar Büyükanıt ve mezara giden sırlar
Ağustos 2006’da ordunun başına geldiğinde, askeri vesayet rejiminin üniformalı ve üniformasız bekçilerinin kendisinden büyük beklentileri vardı.
Onlara göre selefi Hilmi Özkök sivil yönetimle uyumlu olmaya gayret etmiş, sivil asker ilişkilerini ilgilendiren konuların birçoğunda demokratik bir duruş sergilemiş, bu nedenle de laik cumhuriyetin değerlerini aşındırıcı izler bırakarak emekliye ayrılmıştı.
Halbuki, o pozisyonda bulunan birisi ‘kodumu oturtmalı’, ‘vurdu mu inletmeliydi.’
Göreve geldiğinde kendisine böyle bir rol biçilmişti.
Zihin dünyası kendisinden beklenenlerle büyük ölçüde uyumlu sayılabilirdi ama karakteri bu işler için biraz ‘mülayim’ kaçıyordu.
Tabi zamanın ruhu da öyle bir performans sergilemesini zorlaştırıyordu.