Bazıları İzmir’den denize dökülmeye mi hevesleniyor?
16 Nisan referandumu yaklaştıkça, bu referandumda hayırların evetlerden daha çok çıkmasını isteyenler ne yazık ki üsluplarını bozuyorlar. Bir CHP milletvekili "Evet diyenleri İzmir'den denize dökeceğiz" diye...
16 Nisan referandumu yaklaştıkça, bu referandumda hayırların evetlerden daha çok çıkmasını isteyenler ne yazık ki üsluplarını bozuyorlar. Bir CHP milletvekili "Evet diyenleri İzmir'den denize dökeceğiz" diye konuşmuş. CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal da konuşurken "Halk oylamasında 'hayır' çıkarsa, İzmir'de düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz" demiş.
Baykal'ı anlamak zor
Bunca olayı yaşamış ve bel altına vurulan siyasi darbelerin acısını genel başkanlığı bırakmak zorunda kalarak ödemiş olan Deniz Baykal'ın da, kendisini bu üslup bozukluğu havasına kaptırmasını anlamak kolay değil.
Ya sev ya terk et mi?
Hani "Latife latif olmak gerekir" denilir ya... Siyasi söylemin de en azından mantıklı olması gerekmez mi? Evetlerle hayırların karşılaştırılmasını taraflar ölüm kalım savaşı şeklinde değerlendirirse, bu tür bir demokrasi anlayışından kim yararlı çıkar ki? "Ya sev ya terk et" benzeri slogancılıktan Türk siyasetine kamplaşma ve karşılıklı nefret geleneğinden başka ne tür yansıma oldu ki?
Geçmiş deneyler