“Bilişim çağı”nın insanları cep telefonlarında yaşıyor
TRT'nin programlı televizyon yayınlarının ilk başladığı dönemde bir meslek büyüğümüz yaşlandığı için evinden pek çıkmaz ve sürekli televizyon seyrederdi... Televizyon...
TRT'nin programlı televizyon yayınlarının ilk başladığı dönemde bir meslek büyüğümüz yaşlandığı için evinden pek çıkmaz ve sürekli televizyon seyrederdi... Televizyon programlarını konu ettiği köşe yazılarında ise sık sık çocuk programlarının çok çocukça olduğunu söyleyerek, TRT'yi eleştirirdi...
Being There
Artık klasikleşmiş sinema filmlerinden biri olan "Being There"in bahçıvanı Peter Sellers'iizlerken hep o yazarı hatırlarım. Evden hiç dışarı çıkmadan sadece televizyon izleyerek dünyayı öğrenen Sellers ilk defa dışarı çıktığında, yolunu kesip haraç isteyen belalıları yok etmek için, televizyon kumandasının tuşlarına basar durur.
Garipleştik
"Bilişim Çağı" aslında hepimizi garipleştirmedi mi? Gerçek dünyayı yaşayarak değil, televizyon haberlerinden ve sosyal medyadan izlediğimiz kadarıyla anlıyoruz. Sevgilerimizi ve nefretlerimizi de bu şekildeki algılarımızla oluşturuyoruz.
Nefret mesajları
Sanki her şey ak ve kara... Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan nefret eden ve AK Parti iktidarına ölesiye karşı olanlar için, yaşanan olayların sanki hiçbir önemi yok. Ne terörle mücadele, ne devlete FETÖ'nün dehşet verici sızması, ne 15 Temmuz darbe teşebbüsü var bunlar için. Hayatımıza gelen kolaylıklar, toplumun otobüsten uçağa geçişi, Boğaz'ın hem altından hem üzerinden kıtalararası yolculuk yapabilmek... Sosyal medyadaki bir nefret mesajı her şeyi ifade etmeye yetiyor...