“Bir gül ölünce dikenleri geride kalır”
Siyasetin sönen ve parlayan yıldızları üzerinde çeşitlemeler yapmak biz köşe yazarlarının ana uğraşıdır. Yaşadığımız dönemde iktidar olan ve sonra hayata veda eden sözünü...
Siyasetin sönen ve parlayan yıldızları üzerinde çeşitlemeler yapmak biz köşe yazarlarının ana uğraşıdır. Yaşadığımız dönemde iktidar olan ve sonra hayata veda eden sözünü ettiğimiz yıldızlardan bazıları, geride unutulmaz anılar bıraktılar.
Özal'ın telefonu
Bu açıdan hep Turgut Özal'ı hatırlıyorum... Saddam'ın Kuveyt'i işgal ettiği ve dolayısıyla Körfez Savaşı'nın başladığı günlerden birinde beni aramıştı.
Ben Boğaz'da denize giriyordum o sırada... Özal telefonda "Hâlâ tatil mi yapıyorsun yoksa" dedi. Sonra "Çabuk atla gel Ankara'ya, haritalar değişiyor.
Seninle bunları konuşmalıyız" diye ilave etti.
Bir manşet çıkmıştı
Ben güldüm ve "Ankara'da bunları konuşacağınız bürokratlarınız ve diplomatlarınız yok mu" diye cevap verdim. Özal da güldü "Onlar mağarada yaşıyorlar, olayın farkında değiller" dedi. Uçağa atlayıp Ankara'ya gitmiştim.
Cumhurbaşkanı Özal'la yaptığım söyleşi de ertesi günkü Sabah'ta "Haritalar değişiyor" manşeti ile çıkmıştı.
Bir şiir
Latin şairi Ovidius "Bir gül ölünce geride dikenleri kalır" dizleri ile anlatmış geride kalan anıları. Son dönemde de yine parlayan ve sönen siyaset yıldızları üzerinde çeşitlemeler yaparken, bunlardan geriye kalacak anıların neler olacağını kestiremiyorum...
Bu da geçer
Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan okuduğu şiirden ötürü hapse mahkûm olduğu için Pınarhisar Cezaevi'ndeyken ziyaret ettiğimde, ona "Turgut Özal'ın Anıları" kitabını vermiş ve "Bu da geçer" demiştim. Şimdi zamanın hem de çok hızlı geçtiğini düşünürken, Silivri Cezaevi'ndeki meslektaşlarım için de zamanın çok hızlı geçmesini diliyorum.
Herkes cezaevini gördü
Bu coğrafyada cezaevi sosyo- politik hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Benim babam da 1957'de Yozgat cezaevindeydi...
Çetin Altan'ı, İlhan Selçuk'u, Ali Sirmen'i ve pek çok arkadaşmeslektaşı hep cezaevlerinde ziyaret etmiştim. Bülent Ecevit de, Süleyman Demirel de, Deniz Baykal da cezaevi gören siyasetçiler değil miydiler? Bereket bu öykülerin sonu Yassıada'daki gibi idamlarla bitmedi.
Huzur özlemi
Bence şu andaki iktidar ne yapıp yapmalı ve siyaset ile cezaevi arasındaki çirkin bağları kopartmalıdır. Ekonomideki istikrar beklentisi kadar gerginliklerin sona ermesi ve huzur ortamının egemen olması da gündemin ön sırasındaki beklentilerdendir.
Bunun için ilgili herkesin üslubunu düzeltmesi de bir ön şarttır.