Çok sesli müziği biliyoruz ama çok konulu siyaseti öğrenemedik
Hayat bu kadar tek boyutlu ve tek konulu olamaz ki... Oysa "Siyaset" bile öylesine karmaşık içerikli bir kavram ki, sadece iktidardan yana ve iktidara karşı olmak içerikli çekişmelerle yorumlanması mümkün değildir. Bir...
Hayat bu kadar tek boyutlu ve tek konulu olamaz ki... Oysa "Siyaset" bile öylesine karmaşık içerikli bir kavram ki, sadece iktidardan yana ve iktidara karşı olmak içerikli çekişmelerle yorumlanması mümkün değildir. Bir dönem yoldaş olanların şimdi kan davalı düşmanlar olmalarını öylesine çabuk kabullendik ki... Sırf karşıtlık olsun diye teröristleri savunanlar bile yok mu aramızda? Acaba Tek Parti dönemi geri gelse ve siyaset konuşan herkes aynı telden çalsa, hepimiz daha mutlu mu olacağız?
Bir anı
Gerçi 1930'ların tek partili döneminde "Çok seslilik" farklı algılanırdı... Rahmetli Ferit Celal Güven'in yıllar önce bana anlattığı bir Atatürk anısını yine hatırladım. Adana milletvekili ve gazeteci (Türk Sözü'nün Başyazarı) Ferit Celal Güven Ankara Halkevi Başkanı'yken (1934-46), bir halk müziği konserine Atatürk de gelir.
Bir istek
Sahnede tek bir saz çalmakta, Ankaralı Seymenler de nağmelerin eşliğinde zeybek oynamaktadırlar. Atatürk gösterinin bitiminde sahnedekileri alkışlar. Ancak salondan ayrılırken Ferit Celal'i uyarır da... "Bu tek sesli müziği artık geride bırakmalı ve çok sesli müzik de yapabilmeliyiz" der.
Fark yok ki
Bu uyarı üzerine birkaç hafta sonra yeni bir konser düzenlenir. Bu defa sahnede bir saz değil, en az 10-15 saz vardır. Hepsi birden halk müziği parçaları çalmaktadırlar. Ferit Celal Güven konserin sonunda Atatürk'e "İstediğiniz gibi çok sesli müzik yaptık. Artık sahnede bir saz değil, en az on saz olacak" der. Atatürk güler ve "İstersen yüz tane saz koy, hepsi aynı sesleri çıkartırsa yine tek sesli olur bu müzik" diye hafiften azarlar Ferit Celal Güven'i...