“Denize düşersem” endişesi ile yanında yılan taşıyanlar
Tamam, doğrudur... Sadece özgürlükçü çoğulcu demokrasilerde muhalefet partileri vardır... Ancak bir başka gerçek de şu değil mi? Bütün çoğulcu demokrasilerde bir de "Seçilmiş iktidar"...
Tamam, doğrudur... Sadece özgürlükçü çoğulcu demokrasilerde muhalefet partileri vardır... Ancak bir başka gerçek de şu değil mi? Bütün çoğulcu demokrasilerde bir de "Seçilmiş iktidar" vardır. Buna karşı "Görüntüde" özgürlükçü ve çoğulcu olan rejimlerde, seçilmiş iktidarların karşısında "Kayıt dışı iktidar"lar da vardır...
Biz bu kayıt dışı iktidarların varlığını, bazen askeri darbelerle, bazen de yargı darbeleri ile görmedik mi? "Vesayetçi demokrasi" dediğimiz bu rejimde toplumun gerçekleri ve gelişim "Resmi ideoloji" çerçevesi içinde dondurulmuş gibi değil miydi? Toplumun farklı öğeleri de, gelenekleri de, inançları da, tarihsel birikimi "Cumhuriyetimiz"e yönelmiş "Tehditler" biçiminde algılanmaz mıydı?
Vesayetçi kalıntılar
Bu bakış açısı ile Adnan Menderes'i de, Süleyman Demirel'i de, Turgut Özal'ı da, Tayyip Erdoğan'ı da "Cumhuriyet'in temellerini oyan siyasetçiler" biçiminde niteleyebilirsiniz. Düne ve bugüne dönük bu muhalif tavrınızı da, ülkedeki "Kayıt dışı iktidarın sahipleri ve destekçileri" alkışlar. Sizin bu tutumunuzu belirli kesimler "İlkelilik" diye alkışlar.
Gerçi bugün "Vesayetçi demokrasi"nin eski vurucu güçleri çoğunlukla etkisiz kılınmış durumda... Buna karşı varlıkları "Resmi ideoloji"ye ters düşen ama güncel ortamda eski vesayetçilere sevimli gelen oluşumlar, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi hedef almaktalar.