‘Durdurun dünyayı inecek var’ diyebilmek imkânsızdır
Türkiye'yi doğrudan ya da dolaylı biçimde ilgilendiren gelişmeler karşısında farklı tutumlar izleyebilirsiniz. Mesela Almanya'nın Türkiye'ye karşı izlediği politikayı öfkeyle karşılayabilirsiniz... "Sanki...
Türkiye'yi doğrudan ya da dolaylı biçimde ilgilendiren gelişmeler karşısında farklı tutumlar izleyebilirsiniz.
Mesela Almanya'nın Türkiye'ye karşı izlediği politikayı öfkeyle karşılayabilirsiniz... "Sanki 2'nci Dünya Savaşı'nın galip ülkesiymiş gibi davranıyorlar" dersiniz. İncirlik'ten gitme kararlarını da, Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişiminin faillerine sığınma hakkı tanımalarını da "Kendilerini yine 3'üncü Reich döneminde sanıyorlar" diyerek yorumlarsınız.
Aklın yolu
Öfkelenmek yerine kendi çıkarlarınızın gereğini soğukkanlılığınızı bozmadan yerine getirmek de, bir alternatif tutumdur. Örneğin Amerika'nın PYD'yi silahlandırmasını önleyemediğimiz takdirde, şimdi yaptığımız gibi, güney sınırlarımızda bize düşman olacak yerleşimleri Silahlı Kuvvetlerimizi kullanarak engelleriz. Bu arada sabırla Amerika'nın PYD'yi ve PKK'yı kullanma süresinin bitmesini bekleriz.
?Ortadoğuluyuz da
Ancak ne türlü davranırsak davranalım, sade bizi değil tüm bölge coğrafyasını etkileyen gelişmeleri yok saymamız mümkün değildir. Öyle alışılmış yaveleri tekrarlamak ve mesela "Ortadoğu bataklığından uzak duralım" benzeri cümleler kurmak, akıl kıtlığının kanıtı olmaktan başka bir şey değildir. Çünkü ne kadar kendiniz Avrupalı falan saysanız bile, aynı zamanda Ortadoğulu da olduğunuzu inkâr edemezsiniz ki...
Her yerde varız Neticede Irak'ta ya da Suriye'de ve hatta İran'da bir olağanüstü gelişme olduğu zaman milyonlarca sığınmacı sizin topraklarınıza gelir. Körfez'deki ülkeler Katar'a ambargo uyguladıkları zaman, bu doğrudan Türkiye'yi de ilgilendirir. Suriye'de çözüm arandığı zaman bakarsınız Türkiye İran ve Rusya ile Astana Süreci'ni başlatır.
Düşman olmayalım
Kısacası gelişmeleri ve krizleri görmezden gelmek ya da "Durdurun dünyayı, inecek var" diyerek yaşanılanları yok saymak mümkün değildir. Olayların gerçek nedenlerini ve perde arkasında dönenleri anlamaya çalışmak en doğru davranıştır. Bu arada Birleşmiş Milletler benzeri kuruluşların çoğu durumlarda etkisiz olduklarını da unutmamalıyız. En önemlisi bu tür kritik dönemlerde kendimizi kendi ülkemizin düşmanı konumuna düşmekten korumamızdır. Bir iktidara muhalefet etmekle kendi ülkemize düşmanlık etmek aynı şeyler değildir.