Eski bayramları değil yitirdiğimiz eski dostları özleriz
Eski bayramları neden özlediğimizin farkında mısınız? Aslında özlediklerimiz eski bayramlar değildir. O eski bayramlarla birlikte sonsuzluğa karışan sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı, eski...
Eski bayramları neden özlediğimizin farkında mısınız? Aslında özlediklerimiz eski bayramlar değildir. O eski bayramlarla birlikte sonsuzluğa karışan sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı, eski dostlarımızı özlüyoruz. Bir bayram biter yeni bayram gelir arkasından... Bayramlar hiç bitmez ki. Ama o eski bayramlarda birlikte olduğunuz eski dostları sadece şarkılarda ve zaman zaman rüyalarınızda bulursunuz.
Hep aynı sorular
Yıllar önce yazdığım bayram yazılarında da hep aynı hasreti seslendirdiğimi fark ettim. Google amca sayesinde 15 yıl öncesinde yazdığım bir bayram yazısını buldum. O yazıda da okurlarıma şunları sormuşum:
- Dedenizin, ninenizin, babanızın, annenizin sizinle birlikte var olmalarının kıymetini bilebiliyor musunuz? Veya çocuğunuzun bebekliğinin ne kadar kısa sürdüğünün farkında mısınız? Okuldan kaçtığınız gibi, işinizden veya günlük hayattan kaçabilir misiniz? Bu bayramda elini öpeceğiniz sizden yaşlı kaç akrabanız var? Hiç düşündünüz mü?
Bir bayram akşamı
Unutamadığım bayram akşamları var. Bunları yine hatırladım Google sayesinde... Bir bayram akşamıydı... 1970'lerin sonundaydık. İstinye'deki evimizde konuklarımız vardı. Turan Güneş, Vasfi Rıza Zobu, Necmi Rıza Ahıskan, Mefharet Yıldırım, Recep Birgit... Sazlar... Bizler...
Turan Güneş, Ali Rıfat Çağatay'ın Nihavent lenk-fahdesini istedi... Mefharet Yıldırım ve Recep Birgit hâlâ kulaklarımda yankılanan müthiş bir düetle icra ettiler...
"Zülfün görenlerin bahtı siyah olurmuş/ Tek zülfün göreydim bahtım siyah olaydı"
Hariciye Nazırı
Derken Vasfi Rıza bir gazele başladı... Onu Necmi Rıza izledi. Turan Güneş her söylenene katılıyordu. Hüzzamdan Hicazkâra, oradan Kürdilihicazkâra, Hacı Arif Bey'e, Şevki Bey'e geçildi. Herkes yorulmuştu ama Turan Güneş hâlâ söylüyordu.
Vasfi Rıza şöyle bir baktı ona, "Ay böyle de hariciye nazırı olur muymuş" dedi. Hepimiz doyasıya gülmüştük.
Zekai Dede bestesi
Bir başka geceyi hatırlıyorum. Belki yine bir bayram akşamıydı. Anadoluhisarı'ndaki evimizdeydik. Nurettin Çelik'li fasıllardan biriydi. Dede Efendi'nin Sultaniyegâh takımı ertesinde, Cumhurbaşkanı Turgut Özal Zekai Dede'nin Acemaşiran bestesini istedi Nurettin Çelik'ten...
"Bin cefa görsem ey sanem senden/ Bu ne sözdür ki usanmam senden"
Özal'ın hayatının şarkısı
Geçiş taksimini galiba Ahmet Meter yapıyordu kanunla... Turgut Özal kulağıma eğildi, "Benim hayatımın şarkısıdır bu" dedi... Teknik Üniversite'de öğrenciyken ilk kez dinlemiş bu besteyi ve o günden beri hiç unutmamış.
KISSADAN HİSSE- Görüldüğü gibi benim için eski bayramlar, eski dostlarla yaşananlar ve söylenen şarkılar demektir. Siz sayın okurlarıma unutulmaz bayramlar dilerim.
Hep aynı sorular
Yıllar önce yazdığım bayram yazılarında da hep aynı hasreti seslendirdiğimi fark ettim. Google amca sayesinde 15 yıl öncesinde yazdığım bir bayram yazısını buldum. O yazıda da okurlarıma şunları sormuşum:
- Dedenizin, ninenizin, babanızın, annenizin sizinle birlikte var olmalarının kıymetini bilebiliyor musunuz? Veya çocuğunuzun bebekliğinin ne kadar kısa sürdüğünün farkında mısınız? Okuldan kaçtığınız gibi, işinizden veya günlük hayattan kaçabilir misiniz? Bu bayramda elini öpeceğiniz sizden yaşlı kaç akrabanız var? Hiç düşündünüz mü?
Bir bayram akşamı
Unutamadığım bayram akşamları var. Bunları yine hatırladım Google sayesinde... Bir bayram akşamıydı... 1970'lerin sonundaydık. İstinye'deki evimizde konuklarımız vardı. Turan Güneş, Vasfi Rıza Zobu, Necmi Rıza Ahıskan, Mefharet Yıldırım, Recep Birgit... Sazlar... Bizler...
Turan Güneş, Ali Rıfat Çağatay'ın Nihavent lenk-fahdesini istedi... Mefharet Yıldırım ve Recep Birgit hâlâ kulaklarımda yankılanan müthiş bir düetle icra ettiler...
"Zülfün görenlerin bahtı siyah olurmuş/ Tek zülfün göreydim bahtım siyah olaydı"
Hariciye Nazırı
Derken Vasfi Rıza bir gazele başladı... Onu Necmi Rıza izledi. Turan Güneş her söylenene katılıyordu. Hüzzamdan Hicazkâra, oradan Kürdilihicazkâra, Hacı Arif Bey'e, Şevki Bey'e geçildi. Herkes yorulmuştu ama Turan Güneş hâlâ söylüyordu.
Vasfi Rıza şöyle bir baktı ona, "Ay böyle de hariciye nazırı olur muymuş" dedi. Hepimiz doyasıya gülmüştük.
Zekai Dede bestesi
Bir başka geceyi hatırlıyorum. Belki yine bir bayram akşamıydı. Anadoluhisarı'ndaki evimizdeydik. Nurettin Çelik'li fasıllardan biriydi. Dede Efendi'nin Sultaniyegâh takımı ertesinde, Cumhurbaşkanı Turgut Özal Zekai Dede'nin Acemaşiran bestesini istedi Nurettin Çelik'ten...
"Bin cefa görsem ey sanem senden/ Bu ne sözdür ki usanmam senden"
Özal'ın hayatının şarkısı
Geçiş taksimini galiba Ahmet Meter yapıyordu kanunla... Turgut Özal kulağıma eğildi, "Benim hayatımın şarkısıdır bu" dedi... Teknik Üniversite'de öğrenciyken ilk kez dinlemiş bu besteyi ve o günden beri hiç unutmamış.
KISSADAN HİSSE- Görüldüğü gibi benim için eski bayramlar, eski dostlarla yaşananlar ve söylenen şarkılar demektir. Siz sayın okurlarıma unutulmaz bayramlar dilerim.
‘Atatürkçüleri tasfiye etti, FETÖ’cüleri aday yaptı’
15 Nisan 2023 | 587 Okunma
FETÖ ve PKK’nın adayı belli, sizin adayınız kim?
14 Nisan 2023 | 585 Okunma
CHP’den ‘PKK ile müzakere’ sözü
13 Nisan 2023 | 660 Okunma
Erdoğan arayı gittikçe açıyor
12 Nisan 2023 | 1.889 Okunma
Atatürk’ün kurduğu partide Atatürkçü aday yok
11 Nisan 2023 | 544 Okunma
TÜM YAZILARI