Gerçekleri bilelim
Yaşadığımız günlerin dünyadaki en dramatik sonucu, geniş kitlelerin sefalet tehlikesine düşmesidir. Bu doğrudan doğruya Kovid-19 salgınının dünyaya bir hediyesidir. Gerçi biz bunu ekonomik...
Yaşadığımız günlerin dünyadaki en dramatik sonucu, geniş kitlelerin sefalet tehlikesine düşmesidir.
Bu doğrudan doğruya Kovid-19 salgınının dünyaya bir hediyesidir. Gerçi biz bunu ekonomik gerçekçilikten ayırıp dolar ile Türk Lirası arasındaki özel bir kavgaya bağlıyoruz.
Oysa biliyoruz ki, Türk Lirası'nın üstünde oldum olası bir enflasyon baskısı vardır.
Bu baskıyı faizle gizleyip doların kurunu düşük tuttuğunuz zaman ekonominin düzeldiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Mesela şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan emir verip dese ki: "Yeni Türk Lirası'nı çıkarıyorum. 1 Türk Lirası, 1 dolara eşittir. Türk Lirası'nın taban faizi de % 25'tir."
Biliyoruz ki böyle bir şey olsa yine hepimiz rüya âleminde yaşamaya başlar ve Türk Lirası'nın dolar kadar değerli olduğuna inanırız.
SALGININ ETKİLERİ
İşin kötü tarafı, Türkiye'de siyasete ilgi duyanların tümü, dünyanın gerçekleriyle ve bu gerçeklerden siyasete yansıyanlarla fazla ilgilenmiyorlar.
Örneğin, doların yükselişi veya en temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamlar, sanki yaşanılanlarla ilgisiz...