İdamı kaldırdılar ama darbelere yasak koymadılar
Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edilişlerinin 56'ncı yıldönümünde, bu trajediyi daha da derinleştiren bir ayrıntı hatırlandı....
Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edilişlerinin 56'ncı yıldönümünde, bu trajediyi daha da derinleştiren bir ayrıntı hatırlandı. Buna göre Menderes idam edildikten bir gün sonra, Ankara'daki evinin kapısına iki kâğıt asılmıştı... Kâğıtlardan birinde Menderes'in idam kararının gerekçesi yazılıydı. Diğerinde ise cellada ödenen para miktarı yazılıydı. Aile, daha sonra cellada verilen parayı devlete ödeyecekti.
İdam cezası kalkmıştı
İdamları ve Türkiye Cumhuriyeti'ndeki ilk askeri darbenin sonuçlarını düşündüğünüz zaman, yukarıda hatırlattığımız olayın teferruat olduğunu düşünebilirsiniz. Kaderde idam cezasının Adnan Menderes ve iki bakanı için uygulanabilir olduğu yazılıydı... Buna karşı Amerika CIA eliyle 1999'da Abdullah Öcalan'ı Kenya'dan alıp Türkiye'ye teslim ederken, idam cezasının kaldırılmasını şart koşmuştu.
Darbelere yasak yok
ABD Öcalan için idamı devre dışı bırakırken, Türkiye'deki askeri darbelerin de artık sona ermesi konusunda bir şart koşmamıştı. Nitekim 2002'de AK Parti iktidar olduktan sonra kapatma davaları, e-muhtıralar ve benzeri girişimlerle eski derin devletin bir çeşit darbe girişimlerine tanık olduk. Ve sonunda 2016'daki 15 Temmuz darbe girişimi de geldi.
Sisi'yi çok sevdiler
15 Temmuz darbe girişimine karışıp sonra Türkiye'den kaçanlara Batı ülkelerinin kucak açması ise, bu coğrafyada darbenin Batı için hâlâ meşru bir idare sistemi olarak görüldüğünü kanıtlıyordu. Mesela Mısır'da seçilmiş yönetimi deviren Sisi darbesine Batının demokrasileri asla "Darbe" diyememişlerdi. Çünkü Sisi onların istediği yönde Mısır'ın rotasını değiştirmiş, İsrail ne istiyorsa hepsini kabullenmişti.
Seçilmişlik ve onlar
Kopenhag Kriterleri, 2'nci Dünya Savaşı sonrasında yapılan yeni anayasalar gibi uluslararası ilişkilerin patronlarının söylemleri de "Seçilmişlik"i kutsarlar. Ama bir yandan da kendilerine uydu olmayı kabullenmeyen seçilmişlerin, darbelerle devrilmesine de yeşil ışık yakarlar.
Vahşetin belgesi
Bizim 27 Mayıs askeri darbesi bu yolu açan ilk girişimdi. O günden bugüne yaşadığımız darbeler ve darbe girişimlerinin ertesinde, Adnan Menderes'e, Fatin Rüştü Zorlu'ya ve Hasan Polatkan'a rahmet dilerken, "Hukuk" kullanılarak sergilenen vahşetin "Cellat parasını ödeyin" içerikli belgesini de hatırlatıyoruz.