Katar’ın yalnız kalmaması iyimserliğinizi artırmıyor mu?

Bütün krizlerin ve yorucu gerginliklerin arasında, insanı iyimserliğe yönlendiren gelişmeler de var. Örneğin haksız bir muameleye hedef olan Katar yalnız kalmadı... Katar'ı hedef alan boykota katılanlara baktığınızda Sisi'nin Mısır'ını ve yarını belirsiz olan Libya'yı da görünce kötümserliğiniz katlanırken, Türkiye'den de Katar'a verilen desteği görünce yarına dönük iyimserliğiniz artmıyor mu? Ama Katar'ın ABD'ye 15 milyar dolarlık silah siparişi vermek zorunda kaldığını görünce de, dış politikada nasıl haraç verildiğini de anlıyorsunuz.

İyi ve kötü haber
Aslında iyi ve kötü haberler hep bir arada değil midir? "İyi haber-Kötü haber" ikilisi mizah edebiyatında da geniş yer tutar. Bir örnek verelim mi?
Avukat- Size bir kötü bir de iyi haberim var.
Müvekkil- Kötü haber ne?
Avukat- Cinayet mahallinde bulunan kanın size ait olduğu anlaşıldı.
Müvekkil- İyi haber ne?
Avukat- Kolesterolünüz 130'a düşmüş.

Ya sabır ya selamet
PKK uzantılarının ve FETÖ eylemcilerinin Washington'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan sözde gösterilerine müdahale eden korumalar hakkında ABD yetkililerinin soruşturma açtığını okurken, "Bunların asıl görevlerini yapmayan ABD polisine soruşturma açması gerekmez mi" diye düşünmüyor musunuz? Sonra da "Ya sabır ya selamet" diyor ve zamanın ne getireceğinin bilinmeyeceğini hatırlıyorsunuz. Bunu vurgulayan bir Çin masalı vardır...

Belli olmaz
Eski Çin'de yaşlı bir çiftçinin çiftliğini basan yaban at sürüsü her şeyi yıkıp, büyük zarara sebep olmuş. Komşuları "Bu çok kötü bir durum" demişler. Çiftçi ise "Belli olmaz" diye cevap vermiş. Ertesi gün çiftçinin delikanlı çağındaki oğlu yaban atlarından birini yakalayıp eyerlemiş ve üzerine binmiş. Komşular "Bu çok iyi bir durum" demişler. Çiftçi yine "Belli olmaz" diye cevap vermiş.

Sonuç olumlu
Birkaç gün sonra çiftçinin oğlu attan düşüp bacağını kırmış. Komşular bu defa "Kötü bir durum" demişler ve yaşlı çiftçi yine "Belli olmaz" cevabını vermiş. Bu sırada savaş çıkmış ve köye gelen yetkililer delikanlılık çağına gelmiş bütün erkekleri askere alıp, götürmüşler. Çiftçinin oğlunun bacağı kırık olduğu için sadece o askere alınmamış...

Kötümser olmayalım
Kıssadan hisse çıkartacak olursak, günlük haberleri izlerken asla kötümserliğe kapılmayalım. Yapmadıklarımızdan ötürü cezalandırılmayacağımızı da hiç unutmayalım. Öğrenci öğretmene "Beni yapmadığım bir şeyden ötürü cezalandırır mısınız" diye sormuş... Öğretmen "Tabii ki cezalandırmam" cevabını verince "Ev ödevimi yapmadım" demiş ya...