Mikrofon ve kamera gören “karıncaezmezler”in vahşileşmesi...
Yıllar önce Los Angeles banliyölerindeki bir motelde geceleyen Refik Erduran o gece yaşadığı çarpıcı anları bir yazısında anlatmıştı...Erduran'ın kaldığı odaya bitişik odadan gelen sesler...
Yıllar önce Los Angeles banliyölerindeki bir motelde geceleyen Refik Erduran o gece yaşadığı çarpıcı anları bir yazısında anlatmıştı...
Erduran'ın kaldığı odaya bitişik odadan gelen sesler tüyler ürperici niteliktedir. Yandaki odada konuşup tartışan kişiler, işlenecek bir cinayetin şeklini tartışmaktadırlar. Bazıları öldürülecek kişinin diri diri yakılmasını, bazıları bıçaklanmasını, bazıları boğulmasını önermektedir. Bu konuşmaları yandaki odadan dehşet içinde dinleyen Erduran, bunların bir korku filmine senaryo yazmak için toplanan senaristler olduğunu, ertesi sabah öğrenir.
Profesyonel deformasyon
Siyasetteki gelişmeleri ve "Kan dökmek" ya da "Zorla devirmek" benzeri söylemleri seslendirenleri izlerken, hep Refik Erduran'ın bu yazısını hatırlarım.
Hayatında hiç cinayet işlememiş, hiçbir suç oluşturan eyleme katılmamış, ailelerine karşı sevgiyi ve şefkati simgeleyen bir grup insanın, siyasete dönük bir korku senaryosunu yazabilmek için ürettikleri düşünceleri duyunca, "Profesyonel deformasyon"un ne demek olduğunu çok iyi anlarsınız. Özel yaşamlarında "Karınca- ezmez" olarak nitelenen insanların önlerinde mikrofonu ve televizyon kameralarını görünce, nasıl saldırgan ve öfkeli kişiliğe büründüklerine defalarca tanık olmadık mı?
Solcu faşistler
Tüm yaşamlarını "Askeri vesayet"in yok edilmesine adamış görünenler, bu vesayeti yok eden Tayyip Erdoğan'a karşı "Gülenist vesayet"in savaşçıları olmadılar mı? Bütün yaşamlarını "Kürt barışı" davasına adayanlar, Tayyip Erdoğan'ın "Barış açılımı"nı sabote etmeyi hayat tarzı olarak seçmediler mi? Ama inkâr edilmez bir gerçek de apaçık ortada... Kendilerini solcu zanneden faşistlerin, kendilerini liberal olarak sunan sokak eylemcilerinin ve seçimle iktidar olmak yerine partilerinin kongrelerine hâkim olmakla tatmin duyan kifayetsiz muhterislerin senaryoları, büyük çoğunluğu ürkütmek yerine sadece güldürüyor.