Sandıktan çıkan sonuca saygı göstermek demokrasinin gereğidir
Yarın değil ondan sonraki gün pazar... Yani İstanbul Belediye Başkanı'nı belirleyecek seçimin yapılacağı gün. Tabii ki başta adaylar olmak üzere hepimiz "Kim kazanacak" sorusunun cevabını merak ediyoruz...
Seçmen olmak
Bizlere seçmen olarak düşen kazanana dönük tahmin yapmak değil, bu göreve layık gördüğümüz adaya oy vermektir. Ancak kamuoyu oluşturan odaklar ve özellikle algı yönetimi yapanlar için bu çeşit bir görev söz konusu değildir. Onlar bir adayın hakkıyla kazanması için değil, bu görevi destekledikleri ismin alması için çaba gösterirler. Bu arada karşı oldukları ismi karalarken, destekledikleri ismin ayıplarını da yok sayarlar.
Tanıyoruz
Sanırım bizler iki adayı da yeterince tanıdık. Binali Yıldırım'ı da, Ekrem İmamoğlu'nu da oldukça fazla biliyoruz. Kimin hangi yönlerinin hangi konularda ağır bastığını da bilmek durumundayız. Bu bilgilere, adayların katıldıkları televizyon programından çok önce ulaştık.
Sinirli bir adam
Kabaca özetlersek... Binali Yıldırım, arkasındaki birikime ve yaptığı hizmetlere dayalı olarak soğukkanlı ve sakin bir görünüm veriyor. Ekrem İmamoğlu ise yolun başında verdiği sevgili ve hoşgörülü görüntünün dışına çıktı. Hoşuna gitmeyen sorulara sinirlenen bir portre şu anda. Kafası atınca devletin valisine "it" diyebiliyor.