Siyasetin özeti "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" midir?
Yeni Bakanlar Kurulu listesini gözden geçirirken Osmanlı'dan günümüze aktarılan "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" özdeyişinin neden hiç eskimediğini düşündüm. Bu coğrafyadaki siyasette...
Yeni Bakanlar Kurulu listesini gözden geçirirken Osmanlı'dan günümüze aktarılan "Ya devlet başa ya kuzgun leşe" özdeyişinin neden hiç eskimediğini düşündüm. Bu coğrafyadaki siyasette galiba "Devletli olmak" ile "Yok olmak" kavramları interaktif ilişki içindeler...
Vehbi Koç Ankara'nın Kızılay'ındaki Özen apartmanında komşusu olan Saffet Arıkan'ın yaşamını anlatırdı...
Tek parti döneminde bakanlıklar yapan, CHP Genel Sekreteri de olan Saffet Arıkan (1888-1947) bakan olduğunda evi dolarmış, bakanlıktan düşünce de yalnız kalırmış. Saffet Arıkan intihar ederek hayatına son vermişti.
Haluk Şaman'ın ninesi
Son Menderes Hükümeti'nde Çalışma Bakanı olan Haluk Şaman'la (1911-1986) ilgili bir anekdotu da Kemal Tahir anlatmıştı bana. Haluk Şaman 1957'de 5'inci Menderes Hükümeti'nde Devlet Bakanı olduğunda, belleğinde Osmanlı'dan kalan bilgiler bulunan yaşlı büyükannesine gidip onun elini öpmüş ve "Ben nazır oldum" demiş. Bu haberi duyan yaşlı kadın, "Aman oğlum dikkat et, sonunda seni asarlar" demiş... Haluk Şaman da Yassıada'da idam talebi ile yargılandı.
Onu asmadılar ama başbakanını ve iki kabine arkadaşını astılar.
Hüsrev Paşa
Moltke Türkiye Mektupları'nda 2'nci Mahmut döneminde Serasker ve Abdülmecit döneminde de Sadrazam da olan Hüsrev Paşa'yı (1769-1855) anlatır... Hüsrev Paşa reformist Padişah 2'nci Mahmut'un gözdesi olduğu zamanlarda başında fesi ile redingot giyerek dolaşırmış. Gözden düştüğünde de sarık sarıp entari giyer ve Boğaz'daki yalısında nargilesinden nefesler çekerek inzivaya gömülürmüş.