Suudilerle İsrail’in ittifakı bölgeyi savaşa sürüklüyor
İçinde bulunduğumuz dönemin dünya düzeni, ABD Başkanı Trump tarafından yarını belli olmayan bir belirsizlik sahnesi haline getirilmiştir. Trump kendisinden önceki başkan Obama'nın yaptığı tüm...
İçinde bulunduğumuz dönemin dünya düzeni, ABD Başkanı Trump tarafından yarını belli olmayan bir belirsizlik sahnesi haline getirilmiştir. Trump kendisinden önceki başkan Obama'nın yaptığı tüm anlaşmaları yok saymış ve bunların yerine yenilerini de getirmemiştir. Özellikle İran'la yapılan ve nükleer araştırmaların sınırlandırılmasını öngören anlaşmayı yok sayması, Ortadoğu'yu istikrarsızlığa gömmüştür.
Kamplaşma hızlandı
Sonuçta Ortadoğu ülkeleri İran'la Suudi Arabistan arasındaki bir savaşın eşiğindeymişler gibi kamplaşmaktadırlar. Bunun yanında Şii-Sünni farklılıkları da, Ortadoğu'nun, kriz kaynakları halindedir. İşin en garip yanı da özellikle Arapların yoğun biçimde bu krizlere konu olmalarına rağmen, krizler İsrail'in işine gelmektedir. Nitekim dün Kuzey Amerika Yahudi Cemaatleri genel kurul toplantısında konuşan İsrail Başbakanı Netanya+hu, İran'ı Suriye'deki çatışmayı İsrail sınırlarındaki konumunu güçlendirmek için kullanmakla suçlamış.
?Netanyahu'nun sözleri
İran'ın Suriye'deki askeri konumunu güçlendirmek için 'entrika örgüsü ördüğünü' iddia eden İsrail lideri, "Onlar, Suriye'yi İsrail'i yok etmek için üs olarak kullanıyorlar" demiş. Dünya toplumunu İran'ın saldırganlığına toplu yanıt vermeye çağıran Netanyahu, "İran nükleer silah elde edemeyecek, Suriye'yi İsrail'e karşı askeri üsse çeviremeyecek" dedikten sonra İran ile nükleer anlaşmayı gözden geçirmeye hazır olan ABD Başkanı Donald Trump'a övgüler yağdırmış.
Yeni ittifak
Bu tablo içinde yakın yarında olacakları görmek kolaylaşmış bulunuyor. Örneğin Suudi Arabistan'la İsrail'in ittifak halinde Lübnan'ı hedef alan her çeşit saldırganlıkları sergileyeceklerini söyleyebiliriz. Bu gelişmeye ilişkin ilk olay Hizbullah'la arası iyi olan Lübnan Başbakanı Hariri'nin Suudi Arabistan'da istifa ettirildikten sonra adeta rehin tutulmasıdır.
Bizim sorunumuz
Trump Amerika'sının bize yansıyan olumsuzluklarını ise, PKK/PYD'nin silahlandırılmasından, FETÖ'ye verilen desteğe ve Halk Bankası'nı hedef alan hukuk komplosuna kadar uzatabiliriz. BELKİ 20-25 MİLYAR DOLARLIK SİLAH SİPARİŞİ VERSEK, Trump Türkiye'yi de sevmeye başlar. Ama bu silahların Türkiye'ye satılması daha sonra, FETÖ'nün satın aldığı senatörler ve temsilciler tarafından Kongre'de engellenir.