Yarının dünyasını hem değişim hem de krizler bekliyor
Dünyayı çok büyük bir değişim ve beraberinde ekonomik ve siyasi krizler bekliyor. Ancak acaba ilk adım hangi coğrafyada ve hangi ülkede atılacak, bunu kestirmek kolay değil. Çelişkiler ülkesi En fazla merkezde...
Dünyayı çok büyük bir değişim ve beraberinde ekonomik ve siyasi krizler bekliyor. Ancak acaba ilk adım hangi coğrafyada ve hangi ülkede atılacak, bunu kestirmek kolay değil.
Çelişkiler ülkesi
En fazla merkezde bulunan ve en fazla dikkat çeken ülke tabii ki ABD'dir. Bu ülkenin büyük zenginliğine ve olağanüstü askeri gücüne rağmen, toplum huzursuzdur ve derin bir bölünmüşlük içindedir. İki yıldır başkan olan Donald Trump söylemleri ve icraatı ile, bu ülkenin bazıları çok tehlikeli olan çelişkilerini tırmandırmıştır.
Yarın seçim var
Yarın bir kısmi seçim yaşayacak olan ABD'de aşırı eğilimler ve özellikle beyazların ırkçılığı tırmanmaktadır. Trump'ın izlediği siyaset yüzünden bu ülkenin ticaret ortakları ile arası açılmaktadır. Bu arada çok güçlü bir medyası olan ABD'de Trump, kendisine muhalefet ettiği için bu medyayı "Halk düşmanı" ilan etmiştir.
Kriz geliyor
Başta Birleşmiş Milletler'in kurumları ile olmak üzere, ABD hangi anlaşmaya imza attıysa, Trump bu anlaşmaları yok saymaktadır. Son olarak İran'la yapılan nükleer silahsızlanma anlaşması ve daha sonra da Rusya ile yapılan orta menzilli füzelere ilişkin anlaşma Trump tarafından yok sayılmıştır. Kısacası ABD'yi büyük ekonomik ve siyasal krizlerin ve hatta savaşların beklediğini görmemek imkânsızdır.
İsrail'li Ortadoğu
Bizim de içinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyası ise, anlaşma imkânı bulunmayan sorunlar yüzünden sürekli sıcak krizler yaşamaktadır. İsrail'in Filistin'e karşı izlediği insafsız çizgi yüzünden bu ülkenin bu coğrafyada sürekli bir barışa kavuşması imkânsızdır. Bir diğer kriz kaynağı da ilkel yönetim modeli ve petrol paralarından kaynaklanan vurdumduymazlığı ile Suudi Arabistan'dır. Son olarak Kaşıkçı cinayeti ile tüm dünya Suudi modelinin ne tür ayıpları içerdiğini iyice görmüştür. Ve nihayet İran'ı hedef alan Amerikan ve İsrail güdümlü tahrikler de sürekli gündemdedir.
İstikrarsız Avrupa
Avrupa ise, aşırı milliyetçi akımların tırmanması gözlemlendiğinde sanki 1930'lu yılları yeniden yaşamaktadır. Avrupa Birliği giderek gücünden kaybetmektedir. İngiltere'nin AB'den ayrılması, İtalya'daki hükümetin tüm anlaşmalarını yok sayması, Macaristan'ın ırkçılığı resmen benimsemesi, İspanya'daki ayrılıkçı gelişmeler Avrupa'dan bazı görüntülerdir.
Bu tabloda Rusya ve Çin en istikrarlı süper devletler olarak görülüyor.