Yeter ki biz kendimizle kavga etmeye başlamayalım
Tabii ki bütün ülkelerle ikili ilişkilerimizin dostça ve problemsiz olması idealdir. Aslında sade ülkeler arasındakiler değil, bireyler ve sınıflar arasındaki ilişkiler de sorunsuz olduğu zaman, çok hoş...
Tabii ki bütün ülkelerle ikili ilişkilerimizin dostça ve problemsiz olması idealdir. Aslında sade ülkeler arasındakiler değil, bireyler ve sınıflar arasındaki ilişkiler de sorunsuz olduğu zaman, çok hoş olur.
Ama bir de gerçekler var... Size karşı yapılan her olumsuz hareketi görmezden gelecek ve "Geleneksel dostluk" nutukları atarak günü geçireceksiniz...
Adamlar zayıf ve muhtaç oldukları zamanlarda sizi yere göğe sığdıramayacaklar ama biraz güçlendiklerinde de size her türlü kötülüğü yapacaklar. Siz de bunu görmezden gelip onlarla bizim tarihten gelen bağlarla bağlı olduğumuzu söyleyeceksiniz.
Şimdi ders veriyorlar
Bu durumu Almanya ile de, Avusturya ile de gördük ve şimdi Hollanda ile görüyoruz.
İşin en tatsız yanı, geçmişleri sömürgecilikle, faşizmle ve hatta nazizmle örülü olan bu ülkelerin, şimdi bize demokrasi ve insan hakları konusunda ders verir konumda olmaları değil mi?
Biraz güçlendiler mi...
1945 sonrası yılları hatırlıyorum... Sovyet ya da Amerikan işgalinin zulmünden kaçan Almanlar, Türkiye'ye sığınıp her türlü işi yaparlardı. Derken yıllar geçti ve Almanya kendini toparlamaya başladı. Bu defa Türkleri Almanya'ya "Misafir işçi" olarak davet ettiler. Ama biraz daha kendilerine geldiklerinde bu misafir işçilere karşı nefret kampanyaları açmaya başladılar.