Kudüs için müteyakkız olma vakti

Kaç zamandır kafamı meşgul eden konuların başında “nasıl bir yaşam alanı?” sorusu etrafında; şehir, şehir ve kimlik, yerel yönetimler vb. gibi konular var. Ancak bugün içimizdeki yarayı kanatan bir...

Kaç zamandır kafamı meşgul eden konuların başında “nasıl bir yaşam alanı?” sorusu etrafında; şehir, şehir ve kimlik, yerel yönetimler vb. gibi konular var. Ancak bugün içimizdeki yarayı kanatan bir şehir var, Kudüs. Kudüs, denince her şeyduruyor. Bu bir melankoli hali değil, bir diri olma hali. Hani slogan olarak pek klişe kalsa da hakikat olarak her şeyin üzerinde olan ‘Kudüs Müslümanların onurudur’ sözü bir tokat gibi yüzümüzde yine yankılandı. Aslında hep var olan bir yarayı görmeme halinin ürünü bu son sarsıntı; bizim Kudüs’ün gerçeğinden ne kadar uzak düştüğümüzle ilgilidir. Hatta bir adım daha atarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, bugün Kudüs, ümmet için Uhud’daki okçular tepesi gibidir. Bu teşbih, müteyakkızlık yönü iledir. Yani bugün Kudüs, her Müslüman’ın gönlünü, gözünü açık tutmak mecburiyetinde olduğu bir mihenk noktasıdır. Bu bakımdan Kudüs’ü sadece bir toprak, sadece bir sahiplik bağlamında düşünmek daha büyük boşluğa düşmekle eş değerdir.

Yaşadığımız bu zamanın en büyük yarası, dramı hatta utancı Filistin’de yaşanıyor. Bu utanç, Filistinlilere yaşatılan zulme göz yuman başta Müslümanlar olmak üzere bütün insanlığa aittir. Bazen üzülerek bir takım ifadeler ile karşılaşıyoruz. Neymiş “Mitingle, telin ile olmazmış”, peki ne düşünülüyor. Hiçbir şey. Burada şunu bir izaha kavuşturmakta fayda var, elbette daha etkili olmak istiyorsan önce tercihlerini bir gözden geçirmelisin, ne yaptın ya da ne yapmadın. Hangi tercihin bu yaşananlarda ne kadar etkisi var? Ondan sonrada iyinin, güzelin, adil olanın hâkim olması için ne gayret gösterdin? Şimdi müteyakkız olma vakitlerinde bari ayak sürüme, direnç kırma. Bir de elbette bu yaşanılanlarda etken bir neden de inancın zayıflamasıdır. Bütün yönünü dünyaya çevirmiş bir insanın elbette korkuları gözünü, gönlünü kararttığı gibi elini ayağını da bağlar. Unuttuğumuz şey güçlünün değil, Allah’ın dediği olur. Allah’ın rahmetinin erişemeyeceği bir yer mi biliyorlar. Rahmetin nasıl tecelli edeceğini bilemezsin yeter ki sen niyetini doğrultup, adımını at.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hayata Açılan Kapı: Okumak! 25 Şubat 2018 | 265 Okunma Muhtelif Meseleler 18 Şubat 2018 | 117 Okunma Hayırlı cumalar! 11 Şubat 2018 | 174 Okunma Aynı be ya! 04 Şubat 2018 | 121 Okunma Hatıralar yürüyünce 28 Ocak 2018 | 272 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar