Yeni mekanlar fahiş hesaplar
İstanbul’da sezon başladı, yeni mekanlar da bir bir kapılarını açtı. İstanbul’da eğlence ve yeme-içme mekanlarına giden kitle sayısı o kadar da fazla değil. Hele hele fiyat skalası yüksek yerlerin...
İstanbul’da sezon başladı, yeni mekanlar da bir bir kapılarını açtı. İstanbul’da eğlence ve yeme-içme mekanlarına giden kitle sayısı o kadar da fazla değil. Hele hele fiyat skalası yüksek yerlerin müşterileri hep aynı kişiler.
Sıkıldılar mı, orası bitti demektir. Sıkılmamalarını sağlayacak şeyleri yapan mekanlar var elbette. Ama asıl önemlisi fiyat/kalite oranını iyi tutturabilmek. Çünkü müşteriler gittikleri mekanları arkadaşlarına, dostlarına anlatıyor ve emin olun ne kadar anlatırlarsa anlatsınlar sonuçta her şey su soruya bağlanıyor: Ne kadar hesap ödediniz?
En son duyduğum şey ise “Ne kadar hesap ödediniz?” sorusunu “Ne kadar kazık yediniz?” sorusuna dönüştürecek cinsten. Boğaz’da yeni açılan bir deniz ürünleri lokantasına gitmiş 4 kişi. Bir şişe üzüm suyu (pahalı olmayan cinsten), meze ve deniz böceği yemişler (ıstakoz değil).
Hesap 2 bin 400 lira gelince de adisyonu kontrol etmişler. Adisyonda 1100 liralık balık yazıldığını görmüşler. Arkadaşlarım “Biz balık yemedik nereden çıktı bu para?” diye sorunca hesabı getiren garson hiçbir şey olmamış gibi “Özür dileriz” deyip 1100 lirayı silmiş.
Diyeceksiniz ki, “Hatalarını düzeltmişler işte...” Düzeltmişler de adisyonu kontrol etmeyenler ne olacak? Nitekim arkadaşım lokantadan çıkarken “Ya adisyonu kontrol etmeseydik ne olacaktı?” diye sorduğu soruya da lokanta sorumlusu hiçbir şey diyememiş, özür dilemekle yetinmiş.
Sonuç olarak yeni mekanlar İstanbul’a güzellik katar, gidilmelidir de. Ama siz siz olun, vurgun kafasındaki mekanlardan uzak durun. Ve hesap öderken adisyonu kontrol edin. Bu asla ayıp değil. Paranızı kolay kazanmıyorsunuz.