Ankara'nın göbeğindeki "darbe!.."
"Gardrop Atatürkçülüğü" deyimi var ya; işte Gazi'nin ideallerini, hedeflerini ve mirasını yalnızca erozyona uğratmayan, aynı zamanda talan da eden o uydurma zihniyetin "darbe" vurmadığı bir yer kalmış mı...
"Gardrop Atatürkçülüğü" deyimi var ya; işte Gazi'nin ideallerini, hedeflerini ve mirasını yalnızca erozyona uğratmayan, aynı zamanda talan da eden o uydurma zihniyetin "darbe" vurmadığı bir yer kalmış mı acaba?..
Ne kadar şaşırtıcı değil mi; solu ezmek için "ılımlı İslam" adı altında memlekete "yeşil kuşak" çekme projesinin sadece solcuları değil, sağcıları da ezdiği bir dönemde, "gardrop Atatürkçülüğü" memleketin rejimini bağnaz zihniyetlerin çarkına teslim etmekle kalmadı...
Darbe; Fethullah Gülenlerin yanısıra, 12 Eylül sonrasında "anarşizm"le mücadele adı altında, bağnazlığın dayatıldığı, tarikat ve cemaatlerin önünün açıldığı ve gericiliğin hortladığı bir dönemi de karşımıza çıkardı...
12 Eylül yönetiminin siyasi ve sosyolojik "panzehir" adı altında kullandığı çarpık sistemler nasıl "sol"u ezmeye çalışan gericiliği ortaya çıkardıysa; daha sonraları PKK'yı yok etmek iddiasıyla dinciliğin silahlanmasına yol açan Hizbullah ve İslami Hareket gibi terör unsurlarının önünü de açtı!..
Ve Türkiye, "düşmanımın düşmanı dostumdur" hastalığının kangrenleşerek bir salgın gibi toplumu esaret altına aldığı 12 Eylül sonrası dönemden itibaren, en çok da "terör"den çekti... Dinci terör, ayrılıkçı terör vs.
Gardropçuluğun erozyonları!..