Birinci şehit, "ikinci" ihanet!..
"Yerli ve millî..." Bu sözcükler siyasetin takiye denizinde ne yazık ki batık eski bir tekne haline getirildi... Hem de gaflet ve dalaletle...Aslında laf olsun diye söylenen, alengirli bir tepki değil bu, gaflete düşmüş yürekleri...
"Yerli ve millî..." Bu sözcükler siyasetin takiye denizinde ne yazık ki batık eski bir tekne haline getirildi... Hem de gaflet ve dalaletle...
Aslında laf olsun diye söylenen, alengirli bir tepki değil bu, gaflete düşmüş yürekleri yumruklayan gerçeğin ta kendisidir aşağıda yazılanlar...
Evet; son günlerde, ülkenin tarihine ve soylu mücadelesine yönelik dejenerasyonda iki vahim örnek var ki, "vah memleketin haline vah" demekten başka bir şey gelmiyor elden...
Sırayla yansıtacağımız örnekler şu gerçeği de bir kez daha gafil suratlara çarpıveriyor; Geçmişini unutanlar geleceği göremezler... Dahası geçmişine darbe vurmaya kalkanlar, gelecekte kalkınamazlar...
Memleketin her köşesinde; devletin öncülüğünde- milletin parasıyla yapılan ne kadar "millî servet" varsa, "özelleştirme" yağmasına uğradı ya, işte bu ülkenin "millî"liği de o zamanlarda bir kenara atılıverdi...
Hele de, ülkenin haberleşme sistemi gibi çok stratejik bir kurum bile "Telekom" adı altında emperyalizmin emrine verilince, "millî"ciliğin sesi de derin kulağın sinsi insafına terk edildi!!!