Doğu'dan Batı'ya göç eden barbarlık!..
Sırça köşklerde, "feminizm" adına ahkâm kesmenin sıradanlaştığı dönemlerde, Doğu'ya tamamen sırtını dönen, sözde "aydın" duruşu kadını "sanat" içerisinde de bir meta olarak...
Sırça köşklerde, "feminizm" adına ahkâm kesmenin sıradanlaştığı dönemlerde, Doğu'ya tamamen sırtını dönen, sözde "aydın" duruşu kadını "sanat" içerisinde de bir meta olarak kullanıyordu...
"Töre cinayetleri"ni kışkırtan "pembe dizi" furyası da işte tam o zamanlarda zirve yapmıştı...
Oysa bir zamanlar terörün öfke saçtığı Güneydoğu'da, şiddetten en çok etkilenen kesim kadınlardı...
Batı'da "kadın" olgusu sömürülürken, kimse dönüp bakmıyordu, neler oluyor Güneydoğu'da?..
Okutulmayan, çocukların adları anılırken bile sayılmayan, "Berdel" denilen evlilik "takas"ına kurban edilen, başlık parasıyla pazarlanan ve ensest ilişkiler içerisinde arkadan hançerlenen kadınlara kimse kulak vermiyordu...
Oysa kadınlar Doğu'da da Batı'da da, iki yüzlü toplumsal ilişkilerin girdabında ezilirken, ardı ardına yazdığımız ve töre-kadın-şiddeti anlatan kitaplarda, feodal baskıların insanı utandıran vahşetinin kahredici örneklerine yer veriyorduk... Batı şaşırıyor, toplum ise susuyordu o zamanlar!..