İhanet ve rüşvet "fay"ı!..
Düşük beton kalitesiyle, nervürsüz demir donatısıyla ve zemin etüdü yapılmamış arsalar ve dolgu alanlarında, denetimsiz yükselen çarpık apartmanlardır depremin asıl sebebi...Ve tabii ki belediyelerde...
Düşük beton kalitesiyle, nervürsüz demir donatısıyla ve zemin etüdü yapılmamış arsalar ve dolgu alanlarında, denetimsiz yükselen çarpık apartmanlardır depremin asıl sebebi...
Ve tabii ki belediyelerde kangrenleşen imar rezaletleri ile tüm pisliklere göz yuman o iğrenç rüşvet düzeni de cabası...
Tüm bunlar, "deprem değil, ihmal ve tedbirsizlik" öldürür şeklinde, artık sağır sultanın bile bildiği bir gaflet ve ihanet yaklaşımının vahim sonuçlarıdır aynı zamanda...
Velhasıl, Türkiye'yi yalnızca deprem vurmuyor, kentlere, yasalara, denetimlere yönelik ihanetler de vuruyor...
1999'da Marmara Bölgesi'ne ağır hasar veren ve binlerce kişinin ölümüne yol açan Gölcük depremi sırasında, uzmanından mimarına, mühendisinden belediye başkanına, Bayındırlık Bakanı'ndan devleti yöneten tüm yetkililere kadar herkes ahkam kesti, herkes önlemlerden söz etti, herkes birbirini suçladı ve sonuçta o büyük depremin üzerinden 20 yılı aşkın süre geçmesine rağmen, Türkiye'nin birçok bölgesi sallanmaya- yıkılmaya devam etti...
Tam bu dönemde, çarpık ve plansız yapılaşma da, kaçak inşaatlar da devam etti, insanlar öldü ve acılar da ne yazık ki kısa sürede unutuluverdi...