Bahçeli’nin samimiyeti, Kılıçdaroğlu’nun samimiyetsizliği
Kongremizden bu yana iki şey gözlemleniyor. Bir: İçimize yönelik hamle… İki: MHP ile partimizi, Erdoğan ile Bahçeli’yi karşı karşıya getirme… Birincisinin tutmayacağını söylemeye bile gerek...
Kongremizden bu yana iki şey gözlemleniyor.
Bir: İçimize yönelik hamle…
İki: MHP ile partimizi, Erdoğan ile Bahçeli’yi karşı karşıya getirme…
Birincisinin tutmayacağını söylemeye bile gerek yok.
Geçmiş örneklerden ders çıkarmadılarsa ne diyelim.
MHP ile AK Parti veya Erdoğan ile Bahçeli bahsi bu aşamada üzerinde durulmaya daha değer.
Çünkü 15 Temmuz’da ortaya çıkan milli ve yerli siyasi hattı yarmaya çalışan çabalar türlü desiselerle devam edeceğe benziyor.
Elbette AK Parti MHP değildir, MHP de AK Parti değildir.
Lakin devletin ve milletin bekası söz konusu olduğunda, her iki partinin nasıl ortak bir hassasiyetle yan yana durabildikleri görüldü.
Sanırım 15 Temmuz’dan itibaren bu anlamlı fotoğraf malum çevreleri fena halde rahatsız etti.
Malum çevreler 2019 seçiminde temelli kaybetmemek için fitne üretmeye çalışacaklar elbette.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP’nin Erdoğan’a sunacağı destek; hem devletin ve milletin bekası, hem de malum odakların temelli kaybı açısından hayati bir öneme sahiptir.
O yüzden AK Parti ile MHP’yi, Erdoğan ile Bahçeli’yi karşı karşıya getirmeyi amaçlayan hamleler peşinde koşuyorlar.
O yüzden onların oyun planını boşa çıkartacak bir siyasi sağduyuya ihtiyaç var.
Aksi takdirde, 15 Temmuz alçak darbe girişimine karşı oluşturulmuş birlik ve akabinde 16 Nisan'da elde edilmiş kazanımlar berhava olabilir.
***
Cumhurbaşkanımızın Kavurmacı üzerinden CHP genel başkanına verdiği cevabın MHP lideri Bahçeli’ye yönelikmiş gibi algılanması, kuşkusuz bu hamlenin hangi düzeyde karşımıza çıkabileceğinin göstergelerinden birini oluşturmuştur.
Öncelikle ve önemlilikle şunu belirtmek isterim ki, Sayın Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında dile getirdiği Kavurmacı hassasiyeti takdire şayandır.