Reis meydanlarda, milletiyle beraber…
Adıyaman’dayım. Doğup büyüdüğüm şehir. Bir dönem şerefle Meclis’te temsil ettiğim şehir. Adıyaman, AK Parti’nin en güçlü olduğu illerden biri. Adıyaman halkı hep...
Adıyaman’dayım.
Doğup büyüdüğüm şehir.
Bir dönem şerefle Meclis’te temsil ettiğim şehir.
Adıyaman, AK Parti’nin en güçlü olduğu illerden biri.
Adıyaman halkı hep REİS’in arkasında durdu, dağ gibi…
Adıyaman halkı REİS’i çok sevdi.
REİS de Adıyaman’ı.
Bu karşılıklı sevgi artarak devam ediyor.
***
Adıyaman REİS’ini Pazar günü karşılamaya hazırlanırken çok büyük bir heyecan içindeydi.
Bu aşk, iman ve heyecan görülmeye değerdi.
Bu satırları yazdığım sıralarda henüz REİS Gaziantep’teydi, ama Adıyaman halkı meydanlara akmaya çoktan başlamıştı bile.
15 Temmuz darbe girişimi gecesinde de sadece Adıyaman şehir merkezindeki meydan değil, Adıyaman’ın tüm ilçelerindeki meydanlar kefenlerini giyip çıkmış yiğitlerle doluydu.
15 Temmuz sonrası nöbetlerde de Adıyaman’ın farkını bir evlatları olarak gururla izlemiştim.
Adıyaman’ın meydanında ve doğduğum ilçe Kâhta’nın caddelerinde konuşma yaparken hemşehrilerimin sayısal çokluğuyla ve heyecanıyla bir kez daha gurur duymuştum.
Onlar REİS’lerine sahip çıkmışlardı.
Ülkelerine, bayraklarına, inançlarına, ezanlarına, vatanlarınla aşkla ve cesaretle sahip çıkmışlardı.
Şimdi de güneşli bir Pazar günü “tabii ki evet” demek için REİS’lerini karşılamaya gidiyorlar.
Hem de saatler öncesinden…
Hangi şehrimiz öyle değil ki?
Kahramanmaraş’ın kahramanlığını gördük.
Malatya ve Elazığ’ın farkını herkes gördü.
Gaziantep’in kalabalığını ve coşkusunu da…
***
Türkiye ayaklanmış durumda.
Demokratik bir şahlanış içinde.
16 Nisan’da verecekleri “evet”leriyle 15 Temmuz şahlanışlarını taçlandıracaklarını biliyorlar.
15 Temmuz gecesi sahip çıktıkları devletlerini artık kendi istedikleri doğrultuda yapılandıracaklarını biliyorlar.
O yapılandıracakları devletin sadece ve yalnızca artık kendi emirlerindeki bir devlet olacağını biliyorlar.
Kendilerine emreden bir devlet olmayacak artık.
Kendilerine vasilik eden güç odakları olmayacak artık.
Cumhuriyetlerini demokrasiyle taçlandırarak, doğrudan kendilerine ait bir yönetim tarzında karar kılacaklarını bilerek aşkla ve şevkle meydanlara koşuyorlar.
16 Nisan’dan sonra kendilerinin söz ve karar sahibi olacakları bir yeni döneme girileceğini biliyorlar.
REİS’lerini, bu ideallerini gerçekleştiren biri olarak bağırlarına basıyorlar.
Bahçeli’ye, bu sürecin önünü açtığı için sevgi duyuyorlar.
“Milletin devleti” oluşurken aynı zamanda “devletin gücü”nün de millete güven, millet düşmanlarına da korku salacak bir zemine oturacağını bilerek aşkla evet diyorlar.
CHP, HDP ve bilumum Türkiye düşmanı terör örgütlerinin “hayır”larında bir hayır olmadığını biliyorlar.