Suçlu kim, sorumlu kim peki?

Gözlerimizin önünde oldu. Ateşler içinde insanlarımız cayır cayır yandılar. Seyrettik. Kucağında tuttuğu bebeğiyle “Bebek var! Kurtarın!” diye bağıran anneyi-babayı kurtaramadık. Onlarca canımız o alevler için yitip gitti. Kimi cayır cayır yanarak, kimi zehirli dumanları soluyarak yitip gitti gözlerimizin önünde. Otelde hiçbir tedbir yok. Otel bölgesinde itfaiye yok. Otelin yeri itfaiyenin müdahale edemeyecek bir konumda. Arkası uçurum. İtfaiye gelinceye kadar ateş yapacağını yapıyor zaten. Gelen

https://w.soundcloud.com/player/?url=https%3A//api.soundcloud.com/trac

Gözlerimizin önünde oldu.

Ateşler içinde insanlarımız cayır cayır yandılar.

Seyrettik.

Kucağında tuttuğu bebeğiyle “Bebek var! Kurtarın!” diye bağıran anneyi-babayı kurtaramadık.

Onlarca canımız o alevler için yitip gitti.

Kimi cayır cayır yanarak, kimi zehirli dumanları soluyarak yitip gitti gözlerimizin önünde.

Otelde hiçbir tedbir yok.

Otel bölgesinde itfaiye yok.

Otelin yeri itfaiyenin müdahale edemeyecek bir konumda.

Arkası uçurum.

İtfaiye gelinceye kadar ateş yapacağını yapıyor zaten.

Gelen itfaiye araçları ise otelin konumundan dolayı sonuç alıcı müdahalede bulunamıyor.

Saatlerce o otelin içindeki insanlarımız kurtarılmayı bekliyor.

Aşağıda ise siyasi bir tepişme.

İlin belediye başkanı bakanı ağza alınmayacak bir üslupla suçluyor.

“Alçak adam” diyerek başladığı sözleri boca ederken “sorumluluk bende değil, denetim yetkim yok” vs diyor.

Bakan kendisine yapılan suçlamaya cevap veriyor.

“Denetim yetkisi belediyede” diyerek suçu belediyeye atıyor.

İçişleri Bakanımızın sorumlu devlet adamı olarak acının büyüklüğünü derin bir hüzünle resmeden açıklamasını yüreğimiz kan ağlayarak izliyoruz.

Hiçbir şey yapamadan izlemek, o canlarımızın ateşler içindeki hayata tutunmak için attığın çığlıkları duyarak ne büyük bir acı, ne tarifsiz bir utanç…

xxxxx

Bu acının, bu utancın gerçekten bir tarifi yok.

O yüzden öfkemiz büyük.

Kimse kalkıp beylik lafların arkasına sığınmasın.

Kimse siyasi bahaneler üretmesin.

Ortada düpedüz bir göz yumma var.

Kayırmacılık var.

İhmal var.

Kusur var.

O otelde her şey tamam olsaydı akıbet bu şekilde olmazdı.

Kim gereğini yapmadıysa hesabını vermeli.

O kim her kimse.

Belediye ise belediye, bakanlık ise bakanlık, otel sahibi ve yöneticileri ise onlar.

Her kimse onlar hesabını verecek elbet.

Sorumlu kimse o.

Denetim yetkisi kimdeyse onu yapmayan her kimse o.

Suçlu her kim ise hesabını verecek en ağır bir biçimde.

xxxxx

O otele baktığınızda göreceğiniz tek şey baştan sona usulsüzlük, aykırılık, kusur.

İmara uygun yapıldığını söyleyenin aklına şaşarım.

Belli ki eklentilerle keyiflerine göre yapıp durmuşlar mütemadiyen.

Birileri göz yummuş!

Birileri kayırmış!

Arkası derin bir uçurum adeta.

Arkadan itfaiye araçları o yüzden yanaşamamış.

Soruyorum:

O binanın o şekilde yapımına kim izin verdi, ruhsata aykırı eklentilerine rağmen iskan iznini kim verdi?

Yangın tedbirleri yok.

Yangın güvenliği açısından ziyadesiyle sorunlu.

Kim yangın yeterlilik belgesini verdi?

Hadi belediye verdi diyelim, kim denetledi?

Denetlenseydi o eksiklikler görülürdü.

Şekli denetimler mi yapıldı yoksa yangın güvenliği olmadığı görüldüğü halde göz mü yumuldu?

Kimde o denetim yetkisi?

Bu soru açıklığa kavuşturulmalı.

Herkes topu bir diğerine atmaktan vazgeçsin.

Yönetmelikler havada uçuşuyor.

Kaç tane yönetmelik var kardeşim?

Herkesin istediği gibi yorumlayacağı yönetmelikler mi var?

Orası turistik bir otel.

Denetim yetkisinin de her anlamda ilgili bakanlığa ait olması gerek.

Değilse yanlış.

Öyleyse denetimlerde adını koyup üstüne gitmemiz gereken başka yanlışlıklar ve dümenler var demek.

Sistem kendisiyle cesaretle yüzleşmeli.

Ve hepimiz kim olduğuna bakmadan sorumlu ve suçlulardan hesap sorabilme yürekliliğini kuşanmalıyız.

Bu insani ve vicdani bir duruştur.

Bu işin siyaseti olmaz.

Bu işte siyasi tarafgirlik olmaz.

Xxxxx

O otel binasının ruhsata uygun yapıldığı kanaatinde hiç değilim.

Görünen o ki zaman içinde eklentiler yapılmış.

Kim nasıl göz yumdu, niçin izin verdi?

Yangın oluyor, bina cayır cayır yanıyor, itfaiye araçları konumundan dolayı müdahale edemiyor, arkası uçurum çünkü.

Olacak şey değil!

Nasıl düşünülmez, nasıl göz yumulur?

Otelde dışarıya açılan yangın çıkış merdivenleri yok.

Odalarda yangın söndürme aparatlarının, yangın alarm sistemlerinin olmadığı söyleniyor.

Ama buna rağmen yangın yeterlilik belgesi var.

Nasıl olabiliyor bu?

Nasıl böyle bir belge tanzim edilebiliyor?

Turizm işletme ruhsatını ilgili bakanlık hadi diyelim ki yangın yeterlilik belgesine bakarak veriyor. Ya sonrası? Sonraki denetimlerde o aparatların olup olmadığı, varsa çalışıp çalışmadığı bizatihi denetlenmiyor mu?

Denetleniyorsa bu nasıl görülmüyor, nasıl tespit edilmiyor ve niçin gereği yapılmıyor?

Bunu yapacak merci sadece belediye ise bakanlığın turistik otellerle ve işletmelerle olan ilişkileri neyi kapsıyor hangi boyutta?

Birbirini nakzeden yönetmelikler.

Herkes işine gelen bir yönetmeliğin bilmem hangi maddesinin bilmem hangi bendi üzerinden kendini aklayıp sorumluluğu ve suçu diğerinin üstüne atmaya çalışıyor.

Herkes politik bir tarafgirlikle bunu yapmaya kalkışıyor.

Canı cehenneme bu tarz bir tarafgirliğin ve çeşit çeşit anlamalara neden olan karmaşık yönetmeliklerin diyorum.

Artık bu işe bir çeki düzen verilmeli.

Apaçık yasalara ve yönetmeliklere ihtiyaç var.

Herkesin sorumluluğu ve yetkisini herkesin anlayabileceği netlikle ortaya koyan yasalar ve yönetmelikler olmalı.

xxxxx

Olması gerekeni söyleyeyim: Turizm işletme belgeli otellerin ve mekanların tüm denetim ve kontrol yetkisi bakanlığa ait olmalıdır.

Belediyeler tarafından verilen yangın yeterlilik belgesinin yerindelik denetimi de bakanlığa ait olmalıdır.

Turizm işletme belgesi için istenen “yangın yeterlilik belgesi”nin süresi güncel olmalı. 3 aylık bir süreyi kapsamalı. Bu süreyi almışsa kabul edilmemeli.

İşletme ruhsatı verilmeden önce bakanlık memurları o işletmeyi yerinde denetlemeli. Gerçekte kağıt üstünde eksiksiz görülenlerin yerinde tespit edilmesi olmazsa olmaz öneme sahip. O yerinde tespit tutanağının altında da ıslak imzalar olmalı ki kimin görevini hakkıyla yapıp yapmadığı kayıtlara geçmeli.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Suçlu kim, sorumlu kim peki? 24 Ocak 2025 | 116 Okunma Suriye devriminin kazanımları… Gazze’de imanın zaferi… 17 Ocak 2025 | 111 Okunma İki devlet, iki bayrak, iki dil… Silahtan beter dili de toprağa gömelim gayrı… 14 Ocak 2025 | 710 Okunma Kürtler ne istiyor? -3- 10 Ocak 2025 | 294 Okunma Kürtler ne istiyor? / 2 07 Ocak 2025 | 689 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar