Suriye İslâm Cumhuriyeti: Tek devlet, tek bayrak, tek ordu!
MİT Başkanımız İbrahim Kalın’dan sonra Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın Şam’a gidip devrimin lideri ve fiili devlet başkanı Ahmed eş-Şara (Colani) ile görüşmesi tarihi önemdedir. İlkler yaşanıyor. İbrahim Kalın Suriye’yi ziyaret eden ilk istihbarat teşkilatının başı. Hakan Fidan da ilk Dışişleri Bakanı. İlk ziyaret eden ülke Cumhurbaşkanı da Recep Tayyip Erdoğan olacaktır. Bunun tarihi anlam ve önemi büyüktür. Suriye’nin inşa sürecinde Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin sunacağı katkı, Suriye’yi
MİT Başkanımız İbrahim Kalın’dan sonra Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın Şam’a gidip devrimin lideri ve fiili devlet başkanı Ahmed eş-Şara (Colani) ile görüşmesi tarihi önemdedir.
İlkler yaşanıyor.
İbrahim Kalın Suriye’yi ziyaret eden ilk istihbarat teşkilatının başı.
Hakan Fidan da ilk Dışişleri Bakanı.
İlk ziyaret eden ülke Cumhurbaşkanı da Recep Tayyip Erdoğan olacaktır.
Bunun tarihi anlam ve önemi büyüktür.
Suriye’nin inşa sürecinde Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin sunacağı katkı, Suriye’yi kendi bölgesinde rol model ülkelerden birine dönüştürebilir.
Hakan Fidan-Ahmed eş-Şara görüşmesi resmi ve biçimsel bir görüşmenin ötesinde bir anlama sahip.
Orada birlikte verdikleri mesajlar, resmiyetin ötesinde bir yürek buluşmasının göstergesiydi.
Siyasi aklın ortaklaştığı bir yeni dönem başlıyor.
Türkiye’nin Suriye duyarlılığıyla Suriye’nin Türkiye duyarlılığı aynı.
Dolayısıyla Suriye cenahından Türkiye’ye yönelebilecek hiçbir tehdide izin verilmeyeceğinin altının çizilmesi ne kadar önemliyse Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bir saldırıyı kendisine yapılan bir saldırı olarak göreceğini açıklayan Türkiye tarafının duruşu da bir o kadar önemli.
Yeni dönemde Türkiye-Suriye ilişkisi kardeşlik ve komşuluk hukukuna uygun biçimde kopmaz bir bağla derinleşeceğe benziyor.
Yeni Suriye yönetiminin Şam’dan verdiği bu mesajlar gelecekte askeri danışmanlık ilişkisinin üstünde birinin toprağına yapılan saldırıyı kendine yapılmış varsayan bir savunma ve güvenlik antlaşmasına dönüşebileceğini varsaymak için kâhin olmaya gerek yok.
Bu ittifak sistemi gerçekleştiğinde İsrail’in yeni dönemdeki komşusu Türkiye olacaktır.
YENİ SURİYE NASIL OLACAK?
Suriye Esed döneminin anayasasına göre de asılında bir İslam cumhuriyetidir. Çünkü anayasaya göre İslâm’a aykırılık kabul edilemez. Belirleyici ve başat olan bizatihi dinin kendisidir. Her ne kadar pratik farklı bile olsa kâğıt üstündeki anayasal gerçeklik budur.
O yüzden Suriye İslâm Cumhuriyeti tabirini yeni döneme ait bir tanımlama olarak görmek isteyenlerin, işin öyle olmadığını bilmelerinde zaruret var.
Suriye Arap Cumhuriyeti tabiri yerine Suriye İslâm Cumhuriyeti tabirinin benimsenmesi Suriye’nin anayasal ve sosyolojik realitesine uygun bir tanımlama olacaktır.
Sadece devrimin Ahmed eş-Şara gibi kurucu aktörlerinin değil Suriye halkının tamamına yakınının bu anlayışta olduğunu söylemek, hakikatin tesliminden ibarettir.
Kuşkusuz anayasa yapım sürecinde bu durum kesinlik kazanacaktır.
Arap Cumhuriyeti tanımının yeni dönemde öngörülen demokratik temsil ve kapsayıcılığı tanımlamayacağı, başka bir deyişle, Suriye’nin sadece Araplara ait bir devlet-ülke olduğu algısını oluşturacağı varsayımı, ciddi bir kaygı nedeni.
Şam’dan verilen mesajlardan anlaşılan o ki yeni Suriye İslam’ın belirleyici olduğu bir Cumhuriyet olacak.
Ama bu Cumhuriyet İran tipi devlet eliyle din ve hayat tarzı dayatan totaliter ve baskıcı bir cumhuriyet olmayacak. Referansını dinden alan ama dinin devlet marifetiyle zorla dayatılmasını öngören totaliter ve otoriter anlayıştan uzak, herkesin kendisi gibi kalarak yaşamasına izin veren bir cumhuriyet olacak.
Tek devlet anlayışı esas alınacak. Bu, Batılı tarzda üniterlikle içi doldurulan bir yapı olmayacak. İslam akidesiyle beraber Suriye’nin kendine özgü tarihsel tecrübesinin ve sosyolojisinin şekillendirdiği bir yapılanma olacak. Bu cümleden olarak federasyon ve özerklik gibi Suriye’nin bölünmesini beraberinde getirecek yapılanmalara izin verilmeyecek.
Merkezde yönetim tekleşecek ama bu, katı merkeziyetçi ve buyurgan bir yönetim modeline dönüşmeyecek. Yerel yönetimler etnik, dini ve mezhebi temelde olmamak şartıyla etkin ve güçlü kılınacak. Suriye halkının iradesine güven esas alınacak. Yerel topluluğun kendi kendini yönetebilmesine imkân sağlanacak. Ama son söz merkezi yönetimde olacak.
Tek bayrak olacak. Suriye’nin her yerinde bir tek bayrak olacak. Yerel yönetimlerin veya yerel toplulukların ayrı bayraklarının olmasına izin verilmeyecek.
Ordu tekleşecek. Suriye ordusu Suriyeli olan herkesin ordusu olarak yeniden oluşturulacak ve ordu tekleşecek. Merkezi yönetimin emrinde olmayan silahlı güçlerin varlığına asla izin verilmeyecek. Bir başka deyişle, yerel yönetimlerin emrinde silahlı unsurların olmasına izin verilmeyecek.
Suriye İslam Cumhuriyeti’nde İslam belirleyici-başat olacak ama bu, başka din mensuplarının kendi dinlerini özgürce yaşamalarının önünde engel teşkil etmeyecek.
Suriye’de Araplar çoğunlukta olsa bile Cumhuriyet sadece Arapların Cumhuriyetiymiş algısı oluşturacak tanım ve uygulamalardan kaçınacak.
Araplar, Türkmenler, Kürtler, Nusayriler vs eşit haklara sahip olacak. Suriye devleti herkesin devleti olarak yapılanacak. Pratikte de bu gösterilecek.
Bu çerçevede çok dilli, çok dinli ve çok kültürlü Osmanlı pratiğinin belki de Cumhuriyet şeklinde karşımıza çıkan bir minyatürü olacak. Osmanlı’da İslam akidesine göre şekillenmiş millet sistemi demokratik bir formda karşımıza çıkacak.
Suriye Şam’dan verilen mesajların bize çağrıştırdığı bu anlayış ve pratik çerçevesinde inşasını gerçekleştirebilirse, işte o vakit, rol model bir ülke konumuna kavuşur.
Şimdilik Şam’dan yükselen ses bize bu umudu aşılıyor.