Cumhur İttifakı kutlu davadır
Basiret, feraset ve şuur sahipleri biliyor ki, “Cumhur İttifakı” sıradan bir buluşma değil, “İslam’ın Son Kalesi” olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ve muhafazası için elzem olan bir kutlu dava ve...
Basiret, feraset ve şuur sahipleri biliyor ki, “Cumhur İttifakı” sıradan bir buluşma değil, “İslam’ın Son Kalesi” olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası ve muhafazası için elzem olan bir kutlu dava ve ulu yoldur. Bu mübarek ve anlamlı dayanışmanın temeli, FETÖ ihanetinin yaşandığı 15 Temmuz Destanı sırasında atılmıştır ve inşallah sonsuza kadar devam edecektir. O gecenin yiğit devlet adamlarından Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin şahsında temel değerlerimizde buluşulmuş ve Türkiye’mizin, İslâm âleminin, Türk dünyasının ve mazlum coğrafyaların geleceği adına âdeta sözleşilmiştir. Buna merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun kurduğu ve Mustafa Destici’nin de liderliği yaptığı Büyük Birlik Partisi de iltihak etmiştir. Ben, merhum Necmettin Erbakan’nı samimiyetle seven ve onun değerlerine bağlı olan vatandaşlarımızın da bu “kutsal ittifak”a yürekten destek olacağına canü gönülden inanıyorum.
Bu ittifaka karşı olanlar, yani aslında kerhen bir araya gelmiş olan düşman kardeşler ise zoraki bir buluşmayı ve uzlaşmayı sergiliyor. Seçimden sonra birbirlerini suçlamaya başlayacaklardır. PKK destekçileri, FETÖ muhipleri, müzmin/hastalıklı muhalifler, aziz milletimiz tarafından 72 yıldır iktidara getirilmeyenler, bu mübarek vatan için bir çivi bile çakmayanlar, kifayetsiz muhterisler, kanlı örgütlerle iltisaklı olanlar velhasıl muhalefet grupları oklarını “Cumhur İttifakı”na fırlatmaya devam ediyorlar. Meselâ kenetlenmiş partilerimiz AK Parti ve MHP arasında ufak bir görüş ayrılığını görünce çocukça bir heves ve heyecanla bunu büyütüp “İttifakta çatlak var!” yalanını utanmadan uyduruyorlar. Aslında komikleşiyorlar. Bu kutsal ittifakın ne kadar sağlam halatlarla bağlı olduğunu bilmiyorlar, daha doğrusu bilmek istemiyorlar.
Maceracı ve uzaktan kumandalı bazı politikacılar ise Yahya Kemal’in “Galip et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” mısraını unutmuşlar, kahraman Mehmetçiğin Afrin’de, Münbiçte, Kandil’de kazandığı muhteşem zaferleri bile yâd etmek istemiyorlar. Çünkü bu galibiyetleri andıklarında hükümetin, iktidarın, Cumhur İttifakı’nın ve bilhassa Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın daha çok takdir edileceğini düşünüyorlar. Yazıklar olsun! Vatan sevgisi, din gayreti, bayrak muhabbeti içlerinden uçup gitmiş. Gözlerini ve hissiz ruhlarını sadece “Erdoğan düşmanlığı” kaplamış. Bilsinler ki, bu ittifakın fikrî zemini, köklü ve sağlamdır. Öyle fitne fesatla, hile hurdayla, yalan ve iftirayla çözülecek gibi değil. Hemen söyleyeyim bu inanç ittifakının mensuplarının ilham aldığı mütefekkirler, münevverlar, yazarlar, şairler Türkiye’nin medar-ı iftiharlarıdır. Bu âbide şahsiyetlerin kimisi Abdülhamid’e “Ulu Hakan” demiş, kimisi “Göksultan” diye seslenmiştir. Kimisi de “Aksultan” unvanını vermiştir. Milliyetçi, muhafazakâr, mukaddesatçı insanlarımızın ortak paydaları çoktur. Alperenlerimiz, aynı çeşmelerden susuzluğunu gideriyor, aynı mutfaktan besleniyor, aynı eserleri okuyorlar. Vatan evlatları, Mehmed Âkif’ten Necip Fazıl’a, Yahya Kemal’den Peyami Safa’ya, Cemil Meriç’ten Ahmet Kabaklı’ya, Nurettin Topçu’dan Sezai Karakoç’a, Ali Fuad Başgil’den Nihad Sâmi Banarlı’ya, Arif Nihat Asya’dan Erol Güngör’e, Fethi Gemuhluoğlu’ndan Nuri Pakdil’e, Tarık Buğra’dan Mehmed Niyazi’ye kadar bütün değerlerimizin eserlerini başucunda tutuyorlar. Zaten “Cumhur İttifakı” bu âbide şahsiyetlerin asil fikirlerinden ilham alınarak kurulan hayırlı bir ahlak ve fazilet ocağıdır.
Güçlü Türkiye’miz, yeni bir çağa uyanıyor. Bosna’dan Gazze’ye, Kırım’dan Arakan’a, Kerkük’ten Halep’e uzayan büyük coğrafyanın üzerine titriyoruz. Dünyada tek bir mazlum insanın kalmaması için canla başla çalışıyoruz. Kendi silahını üreten, ekonomisi güçlü, dünya devletleriyle diyalog kuran ve zulme sessiz kalmayan bu büyük ve etkili ülkenin adı Türkiye’dir. İ’la-ı Kelimetullah’ı esas alanların biricik hedefi “Kızılelma”dır. Bazı basiretsizler bu hakikati görmese de her şey güneş gibi aydınlık ve ortadadır. Rabbimizin “Müslümanlar kardeştir” emrini hayata geçiren, İslamî şuuru, misyonu gereği yeniden yaşatan Türkiye’nin alnı secdeli idarecileri, aziz milletimizden ve İslam ümmetinden her an, her dem büyük dualar alıyor, manevi destekler görüyor. Cenab-ı Allah, milletimize, devletimize ve ümmetimize zeval vermesin.