Ahtapotu yendik
Şiir, kolay yazılmaz. Şairlere sorun. Fakat tam aksine, pek kolay yazıldığını zanneden çoktur.Birkaç cümleyi alt alta yazıp “işte şiir” diyenlere rastlıyoruz.Şükür ki güçlü...
Şiir, kolay yazılmaz. Şairlere sorun. Fakat tam aksine, pek kolay yazıldığını zanneden çoktur.
Birkaç cümleyi alt alta yazıp “işte şiir” diyenlere rastlıyoruz.
Şükür ki güçlü şairlerimiz var.
Güzel şiir okumak istediğimizde kitaplar, dergiler elimizin altında.
Son zamanlarda rastladığım en güzel şiirlerden bir tanesi var ki bilmeyen, duymayan kalmadı.
Çok iyi biliyorsunuz.
*
Onu, en güzel okuyan kişiden dinledik.
Çıktı okudu, dost düşman herkes duydu.
Kalabalık bir salonda, önünde mikrofon, karşısında kameralar…
Şöyle seslendi:
“Başaramayacaksınız…
Milletimizi bölemeyeceksiniz…
Bayrağımızı indiremeyeceksiniz…
Vatanımızı parçalayamayacaksınız…
Devletimizi yıkamayacaksınız…
Ezanlarımızı susturamayacaksınız…
Bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz…
Bu halka boyunduruk vuramayacaksınız…
Bin yıldır yürüdüğümüz bu yoldan,
Bizi geri döndüremeyeceksiniz…
Ülkemizi hedeflerinden vazgeçiremeyeceksiniz…”
*
Noktalar ile geçilen yerlerin, alkış tufanı olduğunu düşünün.
Öyleydi çünkü.
Ayağa kalkarak coşkuyla alkışlayanlar, seslenenle aynı heyecanı paylaşıyordu.
Ekran karşısındakiler de onlar gibiydi.
Kalpler aynı ritimle atmaktaydı.
*
Bazılarının ise…
Kalbinin ritmi değişti o sözleri duyunca.
Onlar, bu sözlerin muhatabı olan kişilerdi.
Başaramayacaklarını idrak etme yolunda, birkaç adım daha ilerlediler böylece.
Aslında…
İdrakleri biraz daha güçlü olsaydı…
Bunu söylemeye bile gerek kalmadan, kendiliğinden anlayacaklardı.
Ne yapalım ki kafa kalın, idrak zayıf.
Nato kafa, nato mermer.
Anlayış kıt olunca, sıkıntı mecburi.
*
Yıllar boyunca çok uğraştılar.
Gece gündüz demeden, canla başla çalıştılar.
Aşırı masraf ettiler.
Denemedikleri numara kalmadı.
Her seferinde daha beter yenildiler.