Bir gün, üç karınca geldi hücreme
Eni üç, boyu dört adım olan hücresinde, dört duvar arasında aylarca kimse ile iki kelime konuşamadı.Yemek getiren erlerin bile yüzüne bakması, merhaba demesi, hatta tebessüm etmesi yasaktı.
Eni üç, boyu dört adım olan hücresinde, dört duvar arasında aylarca kimse ile iki kelime konuşamadı.
Yemek getiren erlerin bile yüzüne bakması, merhaba demesi, hatta tebessüm etmesi yasaktı.
Demir parmaklıklı küçük bir pencere vardı. Oradan deniz görünüyordu. Arada bir görünen martılarla konuşup dertleşirdi.
Adanın baş gardiyanı yarbay bir gün içeri gelmiş ve onu küçük pencerenin yanında görmüştü. Çok sinirlenerek, camların yağlı boya ile kapatılmasını emretmişti. Artık ışık bile iğne ucu kadar yerden zor sızıyordu. Dışarısı görünmez olmuştu.
Dünya ile bütün irtibat kesildi.
İncecik ışık huzmeleriyle sessizce dertleşmekteydi çaresiz.