Bir şair keşfettim
Şiiri yüz metreden fark etmek, şairi ayak seslerinden tanımak, az çok bir tecrübe gerektirir. Yazmak da öyle. Şiir, en kolay yazılan tür sanılır ama esasen en zoru. “Kelimeleri bir araya getiriyorsun, alt alta yazıyorsun...
Şiiri yüz metreden fark etmek, şairi ayak seslerinden tanımak, az çok bir tecrübe gerektirir. Yazmak da öyle. Şiir, en kolay yazılan tür sanılır ama esasen en zoru. “Kelimeleri bir araya getiriyorsun, alt alta yazıyorsun, şiir oluyor.” Hakikaten görünüşte bu kadar basit. Fakat her öyle yazılan şiir midir? Tecrübe dediğimiz de yaşa bağlı değil mi?
Öyle sanırız da pek genç yaşta ustaca yazanlar görünce ne demeli? Nerede, ne zaman, nasıl ustaca yazmayı öğrendin sorusunu sormak isteyip soramamak ve güzel şiirleri okumak...
İşte yakın zamanda bunu yaşadım.
Kimsenin bilmediği, daha önce görmediği, gören birkaç kişinin de keşfedilmemiş olduğunu anlayamadığı yepyeni bir yıldız keşfetsem, bu kadar mutlu olmazdım. Altıncı sınıfa henüz geçen Meryem Sare Şengül’ün şiirlerini görünce. İstedim ki siz de görün, düşüncem yanlış mı doğru mu karar verin.
DÜNYA
Dünya yıkılır sen yıkılma / Dünya yok olur sen olma/ Dünya üzülür sen üzülme. Sen yıkılma/Sen yok olma / Sen üzülme güçlü ol. Sen nadide ol/ Mutlu ol / Hepimizin gözünde bir inci...