Günlerin ardında kalan
Öyle mert, öyle sert, öyle dertli…
Günlerin ardında kalan nedir?
Soru basit, cevap hayli zengin.
Herkesin kendine göre bir cevabı olabilir.
Diğer günlerdir, gecelerdir, hatıralardır, gençliğimizdir…
Yukarıdakilerin hepsidir…
Aşağıdakilerin de hepsidir.
*
Kimine göre unutulmuş ikindiler, kimine göreyse beklendiği zaman bir türlü olmak bilmeyen akşamlar.
Belki de düşmek için bizi bekleyen, düşsün diye avuçlarımızı her açtığımızda adeta ruhumuza düşen cemreler.
*
Bir çift kullanılmış ayakkabıyı, kime ait olduğunu bilmediğimiz bir evin, çok da işlek olmayan kapısının önüne, beyaz yaşmaklı bir kadının, gözyaşları içinde, titreyen elleriyle bırakmasıdır diyene kim itiraz edebilir?
Geceler olduğunu düşünenlerin yüzüne bakıp da sözün gerisini beklerken, “kaç saat olduğunu, müneccim ve muvakkitin bilmediği, sadece ‘müptela-i derd-i gam’ın bildiği gecelerdir” deyiverirse, ne yaparız?
Hâlden anlar mıyız?
Gençliğimizdir diyenin yüzüne bakacak cesareti bulabilir miyiz?
*
Günlerin ardı çok kalaba.
Bazen tükenmeye meyletmiş bir hayattır, bazen de hiç başlama....