Harfler de üşür, onların da başına güneş geçer

Nasreddin Hoca, soğuk bir kış günü karakaçanı alıp Akşehir’den yola çıkmış. Kar yağmur soğuk dememiş, köyden köye konaklayarak, dere tepe aşarak Ankara’ya doğru ilerlemiş....

Nasreddin Hoca, soğuk bir kış günü karakaçanı alıp Akşehir’den yola çıkmış. Kar yağmur soğuk dememiş, köyden köye konaklayarak, dere tepe aşarak Ankara’ya doğru ilerlemiş.

Günler sonra bir akşam vakti vardığı Mogan Gölü kenarında son molayı vermiş. O gece orada konaklamış. Sabah namazından sonra çorbasını içip karakaçanın istikâmetini Ankara’ya çevirmiş.

Mesai başlamak üzereyken şehre ulaşmış. Gidip durduğu yer Türk Dil Kurumu binası önü olmuş. Bina önünde eli kuşağında dikilip oraya çalışmaya gelenlere bakmış.

Ankara’nın meşhur ayazına karşı tedbirli olmak için kalın giyinmiş olan çalışanları birer ikişer kapıdan girerken seyretmiş.

Paltolarını, kabanlarını giyinen, kaşkollarını kuşanan, şapka veya berelerini, kabanlarının kapüşonlarını başlarına geçiren, personel arasından bazıları Hocayı görünce hem gülüyor hem de yürürken kapıya tosluyormuş.

Hocayı gören TDK yöneticileri, büyük bir memnuniyetle içeri buyur etmişlerse de kabul etmemiş. Gülümseyerek yolunun uzun olduğunu söylemiş. Akşehir’e dönmek için otoparka bağladığı karakaçanın yularını çözmüş ve gerisin geri yola koyulmuş. Kararından caydıramamışlar....

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kendi özür dileyemiyor mu? 13 Eylül 2024 | 256 Okunma Susan köy 10 Eylül 2024 | 615 Okunma Öldüre öldüre kazanacağını zannetti 06 Eylül 2024 | 139 Okunma Netoş’un kaçacak yeri yok 03 Eylül 2024 | 173 Okunma Yalan haber 30 Ağustos 2024 | 94 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar