İbadi, aklını katık etmiş
ABD sözcüleri Musul operasyonu hakkında Türkiye ile doğrudan görüşme olmadığını ifade ederken, dolaylı görüşme yapılıp yapılmadığına dair soruyu da cevapsız bırakmayı tercih...
ABD sözcüleri Musul operasyonu hakkında Türkiye ile doğrudan görüşme olmadığını ifade ederken, dolaylı görüşme yapılıp yapılmadığına dair soruyu da cevapsız bırakmayı tercih ettiler. Kendileri. Tek başına çoğuldular. Önemli olan Türkiye ile ABD arasında dolaylı veya dolaysız görüşme olup olmaması değil. Esas mesele, Türkiye'nin ne düşündüğü, ne yapmak istediği. * Musul'daki Türkmenlerin mevcut dertlerine çözüm bulmak ve geleceğini garantiye almak, aynı zamanda ülkemizin güvenliği üzerinde tehdit oluşturan unsurları bertaraf etmek zorundayız. ABD yetkilileri öyle demiş, böyle demiş mühim değil. Ortak hareket edecekmişiz veya etmeyecekmişiz, hiç derdine düşmeyiz. Bildiğimizi okuruz. Türk ile Türkmen arasında bir fark bulunmaz. Aradaki fark, bir menemen etmez. Yarım porsiyon menemen kadar bile yok. * Vaktiyle Sovyetler Birliği, Çin Seddi'nden Adriyatik'e kadar uzanan Türk dünyasını ayrıştırmak için çok gayret sarf etmişti. Siz Kazaksınız, Türk değilsiniz. Siz Kırgızsınız, Türk değilsiniz. Siz de Azeri olduğunuz için Türk sayılmazsınız… Epey de başarılı oldular zaman içinde. Fakat Türkmenler ile Türkleri ayrıştırmak o kadar zor geldi ki… Büyük sıkıntı yaşadıklarını tahmin edebiliyoruz. “Yahu yoldaş, bunlara Türkmen demesek, başka bir isim bulsak. Aksi halde Türkiye ile bağı koparmak imkânsız.” “Ne diyelim?” “Alman desek…” “Saçmalama!”