Kardeşim Mustafa şehit oldu
Vatanı kurtardık çok şükür ama Mustafa Cambaz'ı şehit verdik.Canım arkadaşım, yiğit kardeşim, yüzlerce şehidimiz gibi göğsünü siper etti; o hayasız akın dursun diye.Başkomutan'ın...
Vatanı kurtardık çok şükür ama Mustafa Cambaz'ı şehit verdik.
Canım arkadaşım, yiğit kardeşim, yüzlerce şehidimiz gibi göğsünü siper etti; o hayasız akın dursun diye.
Başkomutan'ın emri var, evde durulmaz deyip yürüdü.
Şerefsizce darbeye kalkışanların iki kurşunuyla toprağa düştü.
O gece, 01.15'te konuştuk.
“Nerdesin Mustafa?”
“Çengel'deyim abi. Karakolun önündeyiz. Müthiş bir kalabalık var. Fena karıştı burası. Taramaya başladı şerefsizler.”
“Biz de Vatan'dayız. Emniyet'in önünde. Aman gözünü seveyim dikkatli ol.”
“Merak etme.”
“Allah'a emanet.”
“Sesini duyamıyorum. Sivil vatandaşın üstüne sıkıyorlar. Haydi görüşürüz.”
Tam olarak böyle işte.
Kısacık.
Hayatı gibi.
Son konuşmamızmış meğer. Nereden bilirdim?
*
Çok söylenir, “kardeşten ileri” olmak diye bir şey var.
Biz hakikaten öyleydik.
Bir erkek kardeşim yoktu ve olsaydı da bu kadar yakın olabilir miydik bilmem.
Bir bakışla anlaşırdık Mustafa'yla.
Tek kelimeyle her meseleyi çözerdik.
*
O dar beyinlilerin darbe teşebbüsü olmasaydı, Cumartesi günü Mustafa Karaalioğlu'na taziyeye gidecek, hem de Cambaz'ın geçen ay çıkan kitabını götürecektik.
Çarşamba veya Perşembe için de bir Ankara planımız vardı.
Ayaş'a gidip fotoğraf çekmekti niyetimiz.