Madem ki hepsi masum, salın gitsin

15 Temmuz davaları başladı. Duruşmalar şenlikli geçiyor. Görünen o ki sanıkların hiçbiri suçlu değil. Hepsi masum.Darbe girişiminde görev alanların tamamı, bir üstünden emir...

15 Temmuz davaları başladı. Duruşmalar şenlikli geçiyor. Görünen o ki sanıkların hiçbiri suçlu değil. Hepsi masum.
Darbe girişiminde görev alanların tamamı, bir üstünden emir almış.
Yapılan işin ne olduğunu bilen de yok içlerinde.
Kimi terör saldırısına karşı harekete geçmiş, kimi spor olsun diye.
Adam gibi çıkıp konuşan birine rastlamak imkânsız.
Evet yaptık, niyetimiz şuydu, planımız şöyleydi diyecek dürüst biri çıkarsa, madalya takalım.
*
Bu yapı böylesine cıvık işte.
Mertlik bile arama...
Asla bulamayacağımız bir şeyi niye arayalım?
Davaların “1 numaralı” sanığı gelse, belli ki tarz değişmeyecek.
O da bir kabahati olmadığını söyler mutlaka.
“Şeyh uçmaz, mürit uçurur” diyerek başlar söze, ardından kim bilir ne kıssalar anlatır…
Binde birini bile tanımadığını, şu dünyada bir ceketinden başka bir şeyi bulunmadığını, 'Kıtmir' olduğunu tekrarlar.
(Cennet garanti yani.)
Sonra da “Kimin suçu varsa, evine ateşler düşsün” deyip çıkar içinden.
Biz de inanırız.
*
Selocuğumuz da beş ay ceza almış bu arada.
Davaya hangi yargıçlar baktı bilmiyorum ama bu kararda kusur var, hata var.
Hata ve noksanlıklar daha ilk bakışta görünüyor.
Beş aylık ceza yanında, Selocan'a on aylık maaş tutarında ikramiye verilmesi de karara bağlanmalıydı.
Cicili bicili bir özür belgesi hazırlanıp kırmızı fiyonk yapılmalı ve düzenlenecek törenle takdim edilmeliydi.
Layıkıyla ağırlanamadığının, bütün millet tarafından bilindiği bildirilmeliydi zat-ı muhtereme.
*
Yeter mi?
Elbette yetmez.
Verilen beş aylık cezanın, imece usulüyle karşılanabileceğine karar verilmeliydi.
150 gönüllü birer gün yatsa, ceza yerini bulmuş olur.
Velhasıl, uzatmaya gerek yok.
Salın gitsin.
*
Yalnız…
Unutmamak gerekir ki bir yanda da kamu diye bir şey var.
Onun bir de vicdanı var.
Bugünlerde fena sızlıyor.
*
Aynı zamanda karnını tuta tuta gülüyor kamu.
Vicdanı sızlarken, gülmekten de geri durmuyor, duramıyor.
Sonra başı ağrıyor sık sık.
Yumrukları sıkılıyor.
Bazen de kaşlarını çatıyor, ne demekse artık...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sırada hangi rezalet var? 22 Kasım 2024 | 89 Okunma Darısı Netanyahu’nun başına 19 Kasım 2024 | 95 Okunma “Filistinli diye bir şey yok” diyen eşkıya 15 Kasım 2024 | 201 Okunma Ablanız size kurban olsun, cukkalar dolsun 12 Kasım 2024 | 125 Okunma Göreyim alayının ense tıraşını 08 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar