Yemez yedirir, giymez giydirir
80 öncesinde her şeyin kıt olduğu, kuyrukların ucu görünmediği dönemde, bir haber geldi; dediler ki filanca istasyona benzin gelmiş.Dedikleri yer 21 kilometre uzakta.Minibüsü olan bir arkadaş haydi gidelim dedi, yola...
80 öncesinde her şeyin kıt olduğu, kuyrukların ucu görünmediği dönemde, bir haber geldi; dediler ki filanca istasyona benzin gelmiş.
Dedikleri yer 21 kilometre uzakta.
Minibüsü olan bir arkadaş haydi gidelim dedi, yola çıktık.
Öyle bir kuyruk ki duyan gelmiş sıraya girmiş.
Gören de benzini bedava dağıtıyorlar sanır.
Sıraya girdik, beklemeye başladık. Adım adım ilerledik. Çoğu zaman benzin harcamasın diye arabayı iterek yaklaştık.
Tam sıra bize geldi, benzin bitti.
Büyük harflerle bir kâğıda “BENZİN YOK” yazıp yapıştırdılar.
Pompanın başında kalakaldık.
*
Nasıl bir hayal kırıklığı yaşadık, anlatamam.
Koklamak için bile benzin kalmamış.
Bizden sonra da birçok araba bekliyordu.
Minibüsüyle dolmuşçuluk yapan o arkadaşın yüzünü görmeliydiniz.
Kös kös döndük.
Yolda arabanın benzini bitmesin diye dua ettik.
O sırada radyoda Başbakan Bülent Ecevit konuşuyordu.
Neler söylediği hatırımda kalmamış fakat direksiyondaki arkadaşın sözlerini hiç unutmuyorum.