Yitik kültüre ağıt
Konya’nın Bozkır ilçesine bağlı Çat köyünde yıllar önce Seleci Ali, sele örerken onu seyreden komşu çocuğuna okulda neler öğrendiklerini sorar. Çocuk anlatınca, pek hoşlanmaz. “Bunlar...
Konya’nın Bozkır ilçesine bağlı Çat köyünde yıllar önce Seleci Ali, sele örerken onu seyreden komşu çocuğuna okulda neler öğrendiklerini sorar. Çocuk anlatınca, pek hoşlanmaz. “Bunlar neye yarar? Keşke kelam, dua öğrensen de ölünce, bana da bir hayır dua okuyuversen” der.
Der ama sonradan bir üzüntüye kapılır. Sessiz kalan çocuğu boş yere üzdüğünü düşünür. Boğuklaşan sesiyle hem kendi kendine konuşur, hem örer.
“Ulan Seleci Deli Ali, bacak kadar çocuğun, ne okuyup öğrendiğine bahane bulup aşağılarsın! Ya sen kendin ne yaparsın? Öldüğün zaman arkandan dua edecek kimin kimsen yok. Bu fani dünyada, bu kadar çaba niye? Göçüp gidince dünyadan kime ne eser bırakacaksın?”
İşi gücü bırakır, eline bir kazma bir kürek alarak, kimseye de bir söz söylemeden, dağların yolunu tutar.
Yayla yolunda daima nemli olan yerleri kazmaya başlar. Suyun kaynağını bularak künk döşeyecek, çeşme yapacaktır. Niyetini öğrenen köylüler, onu takdir eder; çeşitli hediyeler getirirler. Biri künkleri yapmayı vaat eder, biri evindeki felek demiri denen külüngü getirir, biri çimento verecektir, biri kazması körelince bedava yüleceğini (yenileme) bildirir.
Sonunda çeşme tamamlanır. Ancak Ali Usta durmaz. Yeni çeşmeler yapmaya devam eder. Ardından civar köylerden talep gelir. O her çağrılan yere koşar, yeni çeşmeler yapar. Artık o seleci değil, Sucu Ali Usta diye anılır.