Ben Kitap Delisi Değilim
FAKİRE kitap delisi diyene: Bendeniz kitap delisi değilim, kitabı çok seviyorum o kadar. Çocukluğumdan beri muntazaman kitap alırım, zengin bir kütüphanem vardır. Kitap okurum, yazı yazarım. Kitap okumadığım...
FAKİRE kitap delisi diyene: Bendeniz kitap delisi değilim, kitabı çok seviyorum o kadar. Çocukluğumdan beri muntazaman kitap alırım, zengin bir kütüphanem vardır. Kitap okurum, yazı yazarım. Kitap okumadığım gün yoktur. Kitapların çoğunu, metnin tamamını olmasa bile okurum, karıştırırım, gözden geçiririm. Zaten her kitabın tamamı okunmaz.
Bir evin en güzel süsü kitaplardır, kütüphanedir.
Mobilyaları süslü ama kitapsız, kütüphanesiz ev benim gözümde fakirdir.
Bazı kitaplar hiç okunmaz. Yıllar önce sahhafın birinde Danimarkaca bir kitap bulmuştum. Maroken ciltliydi, kağıdı ve baskısı çok güzeldi, içinde renkli ve siyah beyaz resimler vardı. Onu süs olsun diye almıştım.
Bendeniz ne kitap hastasıyım, ne de cep telefonu hastası.
1967’de almış olduğum kanepe çok eskidi, üzerine el dokuması bir kilim serdim, harika oldu.
Kitapların yanında el yapımı sanat ürünlerini de severim. Cam, porselen, opalin, toprak, madenî, ağaç işleri…
Yorulunca, kitap okumak suretiyle dinlenirim. Bazı pazar günleri Dolapdere bit pazarına gider, birkaç eşya alınca mutlu olurum.
Gittiğim her şehirden ve ülkeden bulabilirsem kitap, her hal ü karda el sanatı ürünü bir obje, bir de ekmek alır getiririm. Ekmek, nân-ı aziz…
Bazıları tıka basa yemek yemekten büyük zevk alır. Bende bu hastalık yoktur.
Parasız yaşanmayacağını bilirim ama parayı hiç sevmem. Geçineceğim kadar olsun yeter. Çok şükür para hastası, para delisi, para bağımlısı değilim.
Bazıları fakiri gurme sanır. Değilim. Midemi bozmaması, sağlığıma zarar vermemesi şartıyla en mütevazı ve yavan yemekleri zevkle yerim, onlardan büyük tad alırım.
Çay hastası değilim ama çaya bayılırım. Bu yazıyı yazarken, Çinden gelen Yunnan karışımı nefis bir çay yudumluyorum.